Boys over flowers izlemek ayrıcalıktır...
Bildiğiniz gibi Boys Over Flowers çok başka bir şey. Daha özenli olmak adına bölümler hakkında ön bilgileri yani setten sızmış (
) bilgileri bu başlık altında paylaşacağız.
Yijung ve eunjae sergideyken.
전시실 걸어가는 은재와 이정
Eunjae and Yijung walk together through the exhibition.
---Eunjae ve Yijung sergi boyunca beraber yüyürler.
이정 여기 오랜만이다.
Yijung: We haven't been here in a long time.
---YiJung: Uzun zamandır buraya gelmemiştik.
은재 기억나? 청자실에서 숨바꼭질하다 할아버지한테 들켰던거?
---Eunjae: Büyük babanı rahatsız edip burada saklambaç oynadığımız zamanı hatırlıyor musun ?
이정 그럼. 일주일이나 가마청소 벌 받았는데
Yijung: Of course. We had to clean the kiln for a week as our punishment.
---Jiyung: Tabii ki. Ceza olarak bir hafta fırını temizlemek zorunda kalmıştık.
은재 맞아. 그런데 또 니가 춥다고 그래서 내가 가마 불땠다가 난리 난리 나 구.
Eunjae: Right. And you said you were cold so we tried to heat it up and we got in trouble again.
---Eunjae: Doğru. Ve sen soğuk olduğunu söylemiştin bu yüzden ısıtmayı denemiştik, yine sorun çıkarmıştık.
이정 춥다고 한건 너였어
Yijung: You were the one who told me you were cold.
---Yijung: Soğuk olduğunu ilk sen söylemiştin.
은재 말도 안돼. 당연히 너지! ...아니 난가?
Eunjae: No way! It was you! Or was it me?
---Eunjae: Kesinlikle hayır! Sendin! Yoksa ben miydim ?
마주보며 웃다 어색해지는 침묵
They look at each other, and there is an awkward silence.
---Birbirlerine bakarlar ve garip bir sessizlik vardır.
은재 어머니, 잘 계시지?
Eunjae: Your mother, she's well?
---Eunjae: Annen iyi mi?
이정 ! (굳는) ...여전하셔. 아버지 안부도 알려줄까?
Yijung: ! (His face hardens) She's the same. Do you want to know about my dad as well?
---Yijung: ! (yüzü sert bir hal alır) Aynı. Babamın yaptıklarını bilmek ister misin?
은재 (이정 보며) 이정이 넌 어때? 잘 지내고 있는거지?
Eunjae: (Looks at Yijung) What about you ? Are you okay?
---Eunjae: Peki ya sen? İyi misin?
이정 궁금해? 그게 궁금하긴 했니?
Yijung: Are you really curious?
---Yijung: Gerçekten merak ediyor musun ?
은재 (미소)
Eunjae smiles.
--- Eunjae güler.
이정 왜 그랬냐?
Yijung: Why did you do it?
---Yijung: Neden yaptın?
은재 뭘?
Eunjae: Do what?
---Eunjae: Ne yaptım ?
이정 어떻게 그렇게 한순간에. 예고도 통보도 없이 사라져버릴수가 있어? 그 기막힌 기분 알아? 공기처럼 언제나 내곁에 머물고 있던 존재가 순식간 에 없어졌을때 느끼는 그 황당한 기분을 알면 나한테 이럴순 없어.
Yijung: How could you do that all of the sudden? Without a warning.. How could you disappear like that? Do you know how I felt? I felt suffocated--as though the air I breathed was all gone. Can you imagine how I felt?
---Yijung: Birden nasıl bütün bunları yapabildin? Bir şey söylemeden... Nasıl böyle kayıplara karışabildin? Nasıl hissettiğimi biliyor musun?
Boğuluyormuş gibi hissettim. Nefes alamıyor gibiydim... Nasıl hissettiğimi hayal edebiliyor musun ?
은재 공기가 아니었어.
Eunjae: I wasn't the air.
---Eunjae: Ben hava değildim.
이정 뭐?
Yijung: What?
---Yijung: Ne?
은재 (담담)난...공기가 아니었어 이정아. 공기라고 착각한 바람같은 거였겠지.
Eunjae (calm): I.. I wasn't your air, Yijung. I was just a breeze that you mistook for air.
---Eunjae: Ben senin havan değildim yijung. Ben sadece yanlış anladığın bir esintiydim.
이정 ?
Yijung: ?
은재 바람주제에 나두 착각을 했었어. 원한다면 언제까지고 그 자리에 머물 수 있을 줄 알았거든.
Eunjae: I thought of myself the same way, Yijung. I thought, if i wanted to, I could stay at your side forever.
---Eunjae: Aynı şeyi düşündüm Yi jung. Düşündüm, eğer isteseydim sonsuza dek senin yanında kalabilirdim.
이정 무슨 말인지 하나도 모르겠어.
Yijung: I don't understand.
---Yijung: Anlayamıyorum.
은재 (이정 응시) 바람은....한번 떠나온 곳으로 되돌아 갈 수 없어 이정아.
Eunjae: (Examining Yijung) Yijung.. A breeze.. Once it passes by, it can't come back to the same place.
---Yijung... Esinti... Bir kere geçip gidince, bir daha ayni yere dönmez.


Yijung ve eunjae sergideyken.
전시실 걸어가는 은재와 이정
Eunjae and Yijung walk together through the exhibition.
---Eunjae ve Yijung sergi boyunca beraber yüyürler.
이정 여기 오랜만이다.
Yijung: We haven't been here in a long time.
---YiJung: Uzun zamandır buraya gelmemiştik.
은재 기억나? 청자실에서 숨바꼭질하다 할아버지한테 들켰던거?
---Eunjae: Büyük babanı rahatsız edip burada saklambaç oynadığımız zamanı hatırlıyor musun ?
이정 그럼. 일주일이나 가마청소 벌 받았는데
Yijung: Of course. We had to clean the kiln for a week as our punishment.
---Jiyung: Tabii ki. Ceza olarak bir hafta fırını temizlemek zorunda kalmıştık.
은재 맞아. 그런데 또 니가 춥다고 그래서 내가 가마 불땠다가 난리 난리 나 구.
Eunjae: Right. And you said you were cold so we tried to heat it up and we got in trouble again.
---Eunjae: Doğru. Ve sen soğuk olduğunu söylemiştin bu yüzden ısıtmayı denemiştik, yine sorun çıkarmıştık.
이정 춥다고 한건 너였어
Yijung: You were the one who told me you were cold.
---Yijung: Soğuk olduğunu ilk sen söylemiştin.
은재 말도 안돼. 당연히 너지! ...아니 난가?
Eunjae: No way! It was you! Or was it me?
---Eunjae: Kesinlikle hayır! Sendin! Yoksa ben miydim ?
마주보며 웃다 어색해지는 침묵
They look at each other, and there is an awkward silence.
---Birbirlerine bakarlar ve garip bir sessizlik vardır.
은재 어머니, 잘 계시지?
Eunjae: Your mother, she's well?
---Eunjae: Annen iyi mi?
이정 ! (굳는) ...여전하셔. 아버지 안부도 알려줄까?
Yijung: ! (His face hardens) She's the same. Do you want to know about my dad as well?
---Yijung: ! (yüzü sert bir hal alır) Aynı. Babamın yaptıklarını bilmek ister misin?
은재 (이정 보며) 이정이 넌 어때? 잘 지내고 있는거지?
Eunjae: (Looks at Yijung) What about you ? Are you okay?
---Eunjae: Peki ya sen? İyi misin?
이정 궁금해? 그게 궁금하긴 했니?
Yijung: Are you really curious?
---Yijung: Gerçekten merak ediyor musun ?
은재 (미소)
Eunjae smiles.
--- Eunjae güler.
이정 왜 그랬냐?
Yijung: Why did you do it?
---Yijung: Neden yaptın?
은재 뭘?
Eunjae: Do what?
---Eunjae: Ne yaptım ?
이정 어떻게 그렇게 한순간에. 예고도 통보도 없이 사라져버릴수가 있어? 그 기막힌 기분 알아? 공기처럼 언제나 내곁에 머물고 있던 존재가 순식간 에 없어졌을때 느끼는 그 황당한 기분을 알면 나한테 이럴순 없어.
Yijung: How could you do that all of the sudden? Without a warning.. How could you disappear like that? Do you know how I felt? I felt suffocated--as though the air I breathed was all gone. Can you imagine how I felt?
---Yijung: Birden nasıl bütün bunları yapabildin? Bir şey söylemeden... Nasıl böyle kayıplara karışabildin? Nasıl hissettiğimi biliyor musun?
Boğuluyormuş gibi hissettim. Nefes alamıyor gibiydim... Nasıl hissettiğimi hayal edebiliyor musun ?
은재 공기가 아니었어.
Eunjae: I wasn't the air.
---Eunjae: Ben hava değildim.
이정 뭐?
Yijung: What?
---Yijung: Ne?
은재 (담담)난...공기가 아니었어 이정아. 공기라고 착각한 바람같은 거였겠지.
Eunjae (calm): I.. I wasn't your air, Yijung. I was just a breeze that you mistook for air.
---Eunjae: Ben senin havan değildim yijung. Ben sadece yanlış anladığın bir esintiydim.
이정 ?
Yijung: ?
은재 바람주제에 나두 착각을 했었어. 원한다면 언제까지고 그 자리에 머물 수 있을 줄 알았거든.
Eunjae: I thought of myself the same way, Yijung. I thought, if i wanted to, I could stay at your side forever.
---Eunjae: Aynı şeyi düşündüm Yi jung. Düşündüm, eğer isteseydim sonsuza dek senin yanında kalabilirdim.
이정 무슨 말인지 하나도 모르겠어.
Yijung: I don't understand.
---Yijung: Anlayamıyorum.
은재 (이정 응시) 바람은....한번 떠나온 곳으로 되돌아 갈 수 없어 이정아.
Eunjae: (Examining Yijung) Yijung.. A breeze.. Once it passes by, it can't come back to the same place.
---Yijung... Esinti... Bir kere geçip gidince, bir daha ayni yere dönmez.