yukari
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Korean Confucianism
#1
Korean Confucianism

[Resim: A6OgmX.jpg]

Doğu Asya aracılığıyla yayılan ve eski bir Çin düşünme yolu olan Konfüçyüsçülük, çoğu zaman bir din olarak tanımlanmaktadır. Belki de Konfüçyüsçülüğün daha kesin bir tanımı, kişisel davranışların ayrıntılı bir kodu olmasıdır. Bunu benimseyen ülkelerde Konfüçyüsçülük, pratik bir politik ve sosyal bir öğretidir.

Batı ülkelerinde Konfüçyüs olarak bilinen Kung Fu-Tzu, İ.Ö. 500 yıllarında Çin’de yaşamıştır. Kung Fu-Tzu, Çin’in savaş yüzünden alt üst olduğu zaman dönem boyunca öğrencilerine sistem sunan bir öğretmen olmuştur. Konfüçyüs’ün en önemli öğretilerinden biri, insan topluluğu da dahil olmak üzere evrendeki her şeyde uygun bir düzenin olmasıdır. Konfüçyüs, eğer her insan toplumdaki uygun yerini bilir ve yerinin sorumluluklarını onaylarsa, bu sosyal düzenin barış ve uyum ile elde edileceğini düşünmüştür. Bu düşünce Konfüçyüsçülük’te şu şekilde özetlenmiştir: “Hükümdar, hükümdar olsun; vatandaş, vatandaş olsun; baba, baba olsun ve evlat, evlat olsun.” Beş temel ilişkinin tanımı sayesinde Konfüçyüsçülük, aile ve toplum düzeni için basit bir rehber sağlamıştır. Bu beş insan ilişkisini yöneten beş ahlaki disiplin şunlardı:

1. Adalet ve doğruluk, hükümran ile hedef arasındaki ilişkilere dikkat etmelidir.
2. Baba ile oğul arasında dostane bir ilişki olmalıdır.
3. Karı ile koca arasında işlevler ayrılmalıdır.
4. Genç, yaşlıya öncelik vermelidir.
5. İnanç ve güven, arkadaşlar arasındaki ilişkiye egemen olmalıdır.

Bütün ailevi ilişkilerde ebeveynlere ve büyük ebeveynlere saygı, yüce bir değere sahiptir. Yaşlılar, üstleri tarafından kabul edilmektedir; bunun gibi toplam itaat, ailenin geri kalanı tarafından verilmektedir. En azından teorik olarak tartışma, yüksek sesle konuşma, sigara ve içki içmek, onların huzurunda yasaklanmıştır. Buna karşılık yaşlıların, genç nesle şefkat ile muamele etmeleri beklenmektedir. Sıkı ancak zalim olmayan kurallara izin vermektedirler. Koca, aile içinde yüce olsa da, buna karşılık o, ulusal liderin ya da işverenin hizmetindedir. Tüm halkın, hükümdara itaat etme ve onu onurlandırma sorumluluğuna sahiptir; ancak, bu çalışma iki yolla çalışmayı gerektirmektedir. Hükümdar da halka karşı sorumluluklara sahiptir. Hükümdarın, onları korumak, refahlarını sağlamak ve her şeyden önce kendi eylemleri ile onlar için iyi örnekler oluşturması gerekmektedir.

Konfüçyüs, eğer hükümdar dürüst olsaydı halkının, onun dürüst davranışlarını takip edebileceğini düşünmüştür. Ancak hükümdar, rüşvet yediren biri olsaydı hedefinden nasıl farklı şeyler bekleyebilirdi? Hükümdarın Tanrı’nın yasalarını takip etme sorumluluğuna da sahipti. Eğer hükümdar, sorumluluklarını yerine getirmede başarısız olsaydı, doğal ve ekonomik kaos meydana gelirdi ve halk, hükümdarı devirmek zorunda kalabilirlerdi. Konfüçyüs, herkesin bu beş temel sorumluluğu ve ilişkiyi onayladığı takdirde sosyal ve siyasal düzenin hakim olabileceğini öğretmiştir. Daha fazla uyum ve birlik sağlamak için Konfüçyüsçülük, çeşitli kavramların sosyal ortamlarda her şeyden daha değerli olduğunu vurgulamıştır. Bunlar: hayırseverlik, doğruluk, dürüstlük (veya edep), bilgelik ve samimiyettir. Konfüçyüs, yaşın bilgelik getirdiğini öğretmiştir. Konfüçyüs, insanların çağdaş problemlerini çözmek için örnek olarak daima atalarının yollarına ve geçmişlerine bakmaları gerektiğini söylemiştir. İnsanlar, önceki nesillerin birikmiş tecrübelerini öğrenmelidir. Konfüçyüs, “Eskiyi inceleyerek yeniyi öğrenebiliriz.” Anlayışını öğretmiştir.

Yüzyıllardır Kore’de Konfüçyüsçülük, Konfüçyüs’ün yazılarında da ilk olarak ifade ettiği gibi eğitim, tören ve kamu yönetim sistemi anlamına gelmektedir. Sosyal uyum ve ahlakın Konfüçyüsçü kavramları, eski Doğu Asya’nın entelektüel hayatına sinmiş ve bildiğiniz gibi Kore kültürünün oluşmasında çok önemli bir rol oynamıştır. Kore’de Konfüçyüsçülük çok büyük bir hevesle kabul edilmiş ve Koreliler’de tüm öğretileri gözlemledikleri için Çinliler tarafından Korea, “Doğu edebinin ülkesi” olarak adlandırılmıştır.

Konfüçyüs öğretileri, zamanla hükümet ve yönetim için daha az takip edilir hale gelmiştir. Koreliler’in sistemden türeyen alışkanlıklarından vazgeçtiklerini söyleyebiliriz. Özellikle akrabalık ilişkileri, ideoloji, ritüel ve ilişkili davranış, Kore kültüründeki önemli belki de baskın temaları temsil etmiştir. Ahlak ve insan ilişkilerinin köklü düşünceleri, anne babaya olan görevin Konfüsyüsçü kavramı ile ilişkilendirilmiştir. Akrabalık bağları ve sorumluluklar, diğer istemler ve taahhütlerin ötesinde önceliğe alınmıştır. Modernleşme sürecinin bir parçası olarak özellikle hızlı büyüyen kentsel alanlarda akrabalık sisteminde köklü değişiklikler meydana gelmektedir. Aile kaygılarının egemenliği, önemli ölçüde erozyona uğramıştır. Bunun dışında aile içindeki uyum ve dayanışma idealleri, etkisini korumaktadır ve bireyin duygusal bağlılığı hala çok büyüktür.

Günümüzde Koreliler’de Konfüçyüsçülüğün etkilerini görmek kolaydır. Yaşlı insanlar, hala çok fazla saygı görmektedir; hatta yaştaki küçük farklılıklar bile kabul edilmektedir. Arkadaşlar ya da iş arkadaşları arasında en küçük olanın bira koyması, yiyecek servisi yapması beklenirken en büyük olanın restoranda ya da barda ödeme yapması beklenmektedir. Hala günümüzde pek çok Koreli, babalarına karşı gelmekten daha büyük bir günahın olacağını hayal edemezler.

Kaynak

Cevapla
#2
English

Korean Confucianism

[Resim: A6OgmX.jpg]

Confucianism, an ancient Chinese way of thought that has spread through much of East Asia, is often described as a religion. Perhaps a more accurate definition of Confucianism is that it is a detailed code of interpersonal behavior. In cultures where it is embraced, Confucianism is a practical political and social doctrine.

Kung Fu-Tzu, known in Western countries as Confucius, lived in China around 500 BC. He was a teacher who offered his students a system of order during a period when China was disrupted by warfare. One of Confucius's most important teachings was that there was a proper order to all things in the universe, including human society. Confucius taught that within and through this social order peace and harmony could be achieved if every person knew his or her proper place in society and upheld the responsibilities of that place. In Confucianism, this idea is summarized as follows, "Let the ruler be ruler, the subject be subject, the father be father, and the son be son." Through the definition of five basic relationships, Confucianism provided a simple guide for ordering the family and society. The five moral disciplines to govern the five human relationships were the following:

1. Justice and righteousness should mark the relations between sovereign and subject.
2. There should be proper rapport between father and son.
3. Separation of function between husband and wife.
4. The younger should give precedence to the elder.
5. Faith and trust should reign over relationships between friends.

In all familial relations, respect of parents and grandparents has supreme value. The elderly are considered superiors; as such, near total obedience is given to them by the rest of the family. At least in theory, quarrelling, loud talking, smoking, and drinking alcohol are not permitted in their presence. In turn, the elders are supposed to treat the younger generation with affection. They are allowed to be strict, but not cruel. While the husband/father is supreme within the family, he, in turn, is subservient to his employer, or national leader. All people have the responsibility of honouring and obeying their ruler. However, this responsibility is supposed to work two ways. The ruler also has responsibilities to his people. He is supposed to protect them, ensure their welfare, and above all, set good examples for them through his own actions.

Confucius thought that if a ruler was honest, his people would follow him in honest behaviour. But if the ruler was corrupt, how could he expect anything different from his subjects? The ruler also had a responsibility to follow the laws of heaven. If the ruler failed in his obligations, natural and economic chaos might follow, and the people would have to overthrow the ruler. Confucius taught that if everyone upheld these five basic responsibilities and relationships, social and political order would prevail. To further ensure harmony and unity, Confucianism stresses that several concepts are valued above all else in social situations. They are benevolence, righteousness, propriety (or decorum), wisdom and sincerity. Confucius taught that age brought wisdom. The older a person was, the more honoured was his or her place in ancestor worship. Confucius preached that people should always look to the past and the ways of their ancestors as the example for solving contemporary problems. People should learn the accumulated experience of their previous generations. Confucius taught, "By reviewing the old, we can learn the new."

For centuries in Korea, Confucianism has meant a system of education, ceremony and civil administration as first expressed by Confucius in his writings. Confucian concepts of social harmony and moral precepts permeated the intellectual life of the old East Asia and played a pivotal role in moulding the Korean culture as we know it today. In Korea, Confucianism was accepted so eagerly and in so strict a form that the Chinese themselves regarded the Korean adherents as more virtuous. They called Korea "the country of Eastern decorum," referring to the punctiliousness with which the Koreans observed all aspects of the doctrinal ritual.

Confucian teachings have, over time, become less rigidly followed as a basis for government and administration. After so many centuries of indoctrination in these tenets, however, Koreans can hardly be said to have discarded the customs, habits and thought patterns derived from the system. In particular, kinship organization, ideology, ritual and associated behaviour have represented crucial, perhaps dominant, themes in Korean culture. Fundamental ideas about morality and the proper ordering of human relationships are closely associated with the Confucian concept of filial duty. The pervasive, highly elaborated system of lineages and branch lineages provided the basic structural principle on which most groups in traditional society were organized. Kinship loyalties and obligations have generally taken precedence over other claims and commitments, both ideally and in terms of actual behaviour. As part of the modernization process, profound changes have been taking place in the kinship system, particularly in the rapidly growing urban areas. There has been considerable erosion of the dominance of family concerns. Nevertheless, ideals of family cohesion and solidarity retain influence, and the individual's emotional dependence on close kin is still very great.

It is easy to see the influence of Confucianism on Koreans today. Older people are still very much respected; even slight differences in age are acknowledged. Among a group of friends or co-workers, the oldest person is expected to pay in a restaurant or pub while the youngest is expected to pour beer, serve the food, and generally make sure that everyone has what they want. Still today, most young Koreans can imagine no greater trespass than openly defying their fathers.

Source

Cevapla
#3
Esra, sunum için teşekkür ederiz...Onay

>>> https://www.facebook.com/KoreaFansWorld
Cevapla
#4
Çok bilgilendirici bir konu olmuş, eline sağlık! Onay
Paylaşım için teşekkürler! Biggrin
www
Cevapla
#5
Paylaşımınız için teşekkür ederim.
O güzel yüreğinize selam olsun.İyi ki varsınız.
Cevapla
#6
Paylaşım için teşekkürler Onay
[Resim: tumblr_oxtb3g8uDr1tahp0eo8_400.gif]
Cevapla
#7
Üstat Konfüçyüs dedi ki: Bilgeliğe üç yoldan ulaşılır. Birincisi düşünmek ki en iyisidir. İkincisi kendini sınırlamaktır ki en kolayıdır. Üçüncüsü tecrübedir ki en acısıdır.

M.Ö 551 yılında doğmuş Büyük Çin bilgesi, filozof ve siyasal yönetici. Tarihte Çin ve çevresindeki ülkeleri, günümüzde tüm dünyayı büyük görüşleriyle etkilemiş ve büyük düşünürlere görüşleriyle kaynaklık etmiş Konfüçyüs. Bir Konfüçyüsçü olarak şunu söylemeliyim ki Konfüçyüsçü lük bir din değil felsefi bir düşüncedir. Budizm ve Taoizm görüşleri de aynıdır. Bu görüşlerin hepsi kurucuların öğrencileri tarafından sonradan dinsel öğelerin içine katılmasıyla günümüzde ki halini aldı. O yüzdendir ki Çin'de şöyle bir söz vardır: ''Çinli, devlet memuru olarak görev yaparken Konfüçyanist, özel hayatında Taoist, ve ölürken Budist'tir''

Kore toplumunda Konfüçyanist düşüncenin Joseon Hanedanı döneminde yaygınlaştığını söylemek mümkün. Öyle ki devlet yönetimi Konfüçyanist ritüellere göre yapılmaktaydı Kral olacak prenslere küçük yaştan itibaren bu düşünce aşılanmaktaydı. Sadece asil kesim değil halkın tümüne yaygınlaşan Konfüçyanist düşünce ne yazık ki günümüzde eski etkisini yitirmiş durumda.

''Olgun insan güzel söz söyleyen değil, söylediğini yapan ve yapabileceğini söyleyen insandır.'' Konfüçyüs

Konu için teşekkürler. Smile
[Resim: ca6zc.gif]
Cevapla
#8
Bilgilendirme için teşekkürler. Biggrin
[Resim: VPa4Qj.gif]
╭☆╯Bi Gülüşüyle Yaktı Bütün Gemileri╭☆╯
Cevapla
#9
Teşekkürler.^^
Cevapla
#10
Teşekkürler paylaşım için. ^^
~~ Hayat ya bir gözü pek maceradır ya da hiçbir şeydir ~~
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi