Yorumları: 3,073
Konuları: 295
Kayıt Tarihi: 30-05-2007
Teşekkür Puanı:
575
13-01-2011, Saat: 0:08
(Son Düzenleme: 13-01-2011, Saat: 0:42, Düzenleyen: Wando.)
VATANLARINA UZAK ÖLÜME YAKINDILAR | KORE SAVASI 60. YIL (NTV Tarih - Ocak '11)
![[Resim: default201101.jpg]](http://img94.imageshack.us/img94/2739/default201101.jpg)
Binlerce kilometre ötedeki bir savasta, onlarin olmayan topraklarda sehit düstüler, yaralandilar, esaret çektiler ve unutuldular. Kore'ye giden askerlerin ve onlari ugurlayan 50'ler Türkiyesi'nin hikayesi...
38. ARZ DAIRESINDEN HABERLER
O zamana kadar adini bile duymadigimiz bir ülkeydi Kore. 1950 yili sonlarinda ABD'nin müttefiki olarak, "komünist kafirler"e karsi savasarak katildigimizda, ülkede büyük bir destek ve heyecan olusmustu. Taze Demokrat Parti iktidarinin Meclis karari olmadan asker göndermesi neredeyse hiç sorgulanmadi; asker kafileleri büyük tezahüratla cepheye ugurlandi. Türkiye radyo basinda, "Kore Saati" programina kilitlendi.
Daha önce adini duymadigimiz Kore'nin gündelik yasamimizda en çok konusuldugu evre, Kuzey Kore-Güney Kore 1950-1953 sicak savas yillaridir. Bir kasaba ortaminin ögretmenleri, memurlari, okumuslari, çarsi esnafi, kasabaya gelen-giden köylüler, evlerde kadinlar, biz ilkokul, ortaokul ögrencileri... müzikal parazitlerine alistigimiz pilli radyolardan Birlesmis Milletler, Güvenlik Konseyi, 38. Arz Dairesi, Kuzey Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, Kizil Çin... haberlerini dinlerken acaba neyi ne kadar anliyorduk? Kuzey Kore, Güney Kore nerelerdi? Elimizde Faik Sabri Duran'in Büyük Atlas'i disinda hiçbir görsel kaynak yoktu. Atlasin fiziki-siyasi Asya haritasinda gördügümüz, Japonya ile bakisik, boksör eldivenine benzeyen, kitanin büyüklügüne oranla devede kulak bile degil; koskocaman Çin'le ondan da Büyük Sovyetler Birligi'nin kerpeteninde bir yarimadacikti Kore!
Kisa zamanda bu ufacik ülke hakkinda, Asya'nin bütünü için bildiklerimizden katbekat fazla bilgi edinmistik. 38. arz (enlem) dairesini parmagimizla gösterirken, bu çizginin kuzeyini komünist kafirlerin kaynastigi bir cehennem, güneyini ise tut ki soydaslarimizin yasadigi ikinci bir vatan gibi algilamaya baslamistik. Büyüklerimiz de Amerika'nin dinsiz imansiz komünistleri yok edecegine inaniyordu!
Kore savasinin kizistigi 1950 yazina girilirken Türkiye'de seçim oldu. Ismet Inönü kaybettigi için babam, annem, hepimiz çok üzüldük. Ama Demokrat Partili kimi komsularimiz aksine kazandik diye sevinçliydiler. Babam, "Dünya yeni bir harbe giriyor, Ismet Pasa'yi yine basa getirmeli" diyordu. Neden üzülüyorduk? Çünkü babam, annem Halk Partili ve Ismet Pasa hayrani idiler. Biz de evdeki havadan, okulda da ögretmenlerimizin hallerinden etkileniyorduk. Siniflarimizda Atatürk'ün resmi yanindaki Inönü resmi de kaldirilmisti. Çarsida, esnaf ve dükkan komsulari arasinda Halk Partili-Demokrat Partili küskünlügü vardi.
Eylül ortasinda 2. Dünya Savasi kahramanlarindan, BM Kuvvetleri Baskomutani Douglas MacArthur'un büyük bir orduyla Güney Kore'ye gittigini, Seul'ü kizillardan geri aldigini; Walton Walker komutasindaki Amerikan ordusunun da karsi saldiriya geçtigini ögrenip bir daha sevindik. Ankara'dan Istanbul'dan bir hayli uzak kasabamiza günlük gazeteler üç gün sonra geliyor, Kore Savasi ve iç siyaset haberleri, evde veya dükkanda bu bayat gazetelerden sesli okunurken can kulagiyla dinleyenler yorumlarda bulunuyordu. Pil kitligindan radyolar kisitli açiliyor; haberler biyer bitmez kapatiliyordu.
O günlerde Adnan Menderes hükümetinin BM'nin çagrisina uyarak Türkiye'nin de Güney Kore'ye asker gönderme karari aldigi ögrenildi. Halk Partililer bu gelismeyi, Celal Bayar'la Adnan Menderes'in, Inönü'den kahramanligina karsi bir kahramanlik olarak yorumlamaktaydilar.
Okullar açildigi siralarda Tuggeneral Tahsin Yazici komutasinda 5 bin kisilik Türk tugayinin Güney Kore'ye ulastigi haberi ögrenildi. Bu haberi de alkisladik. Teneffüslerde savasçilik oynanir; ama kimse Kuzey Koreli veya Çinli olmak istemediginden karambol yasanirdi.
Gider gitmez ates hattina sürülen Türk tugayindan ilk gelen haber kötüydü: Sehitler, yaralilar çoktu. Artik her gün radyodan sehit künyeleri okunmaya baslamisti. Kunuri'de pusuya düsürülen ve çok sayida sehit veren alayimizin, gögüslerine Türk bayragi sarmis subay ve askerlerle ates çemberinden çikisini gösteren fotograf ve çizgi resimleri de gazetelerde görmüstük.
Kore'ye yeni asker kafileleri gönderilmesi 1951-1953 yillarinda devam ederken, biz de ardi arkasi gelmeyen sevkiyat görüntülerine taniklik ettik. Türkiye'den gönderilen Mehmetçiklerin çogu, günlerce belki ay süren yolculuklarina, Erzurum'daki, Erzincan'daki birliklerinden kara trene bindirilerek basliyorlardi. Kore'ye giden askerleri görmek için istasyona gider, el sallayip ugurlardik. Onlar da mendil, kep sallar, türkü söyler, vagon pencerelerinden egilerek seyyar saticilardan yiyecek alir, masrapalarla su içerlerdi.
Asirlarca sürmüs kulluk çagindan Cumhuriyet'e demokrasiye geçilmis, seçimler yapilmis, iktidar da degismisti. Ama mevki vagonlarini tika basa yolcularin, kara vagonlarini çogu Kore'ye gitmekte olan askerlerin salkim saçak doldurdugunu, açik vagonlarina tank top yüklenmis, en arkada da canli sigir koyun istifli vagonlardan olusan, uzun katarlarda bir degisiklik yoktu.
Yüzlerce gencimizin öldügü Kore'den, bir de araliklarla saglam sakat dönüsler basladi. Kore'den ilk dönenleri 1951'de gördük. Halk bunlara "Koreli" dedi. Kore gazisi sani çok sonralari kimi yasal haklarla verilmistir.
60 yil önceki Kore Savasi'nin, o günün Anadolu'suna kisintili radyo haberleri ve çok geç ulasan gazetelerle yaydigi heyecani anlamak zor; onca sehit ve yarali neyi degistirdi sorusu ise hepten yanitsizdir.
Son kosu: 1950 sonbahari-Izmir
"Su sepettekileri veriverseydim; çantasina koyuverseydi; göremiyorum da simdi..." Askerler Kore yolculugunun ilk etabinda trene binmeye hazirlaniyor. Siviller artik onlari bu dünyadan saymiyor. Kadin ve çocuk son bir bakisin umuduyla kosuyor. Izmir'de 1950 yilinin sonbahari basliyor. (Atlas dergisi, Sayi: 113, 2002)
NTV Tarih (s: 36, 37) | Necdet Sakaoglu
Yorumları: 3,073
Konuları: 295
Kayıt Tarihi: 30-05-2007
Teşekkür Puanı:
575
13-01-2011, Saat: 0:10
(Son Düzenleme: 13-01-2011, Saat: 0:44, Düzenleyen: Wando.)
CEPHEDEN MEKTUP BEKLEYEN ÜLKE
Radyodaki "Kore Saati", mektuplar ve gazetelerin büyük ilgisi, savasin ilk yili boyunca Kore'yi en önemli gündem maddesi yapar. Anma törenleri, mevlitler, konserler, yardim kampanyalari eksik olmaz. 1951 ortalarindan itibaren ilgi yavas yavas azalir. Savasa karsi çikan kurulus ve dergiler kapatilir.
Türkiye'nin Kore'ye asker gönderme kararini aldigi 1950'nin Temmuz ayindan 1951 basina kadar savas ülke içinde büyük bir ilgiyle izlenir. Gazetelere yansiyan pek çok haber, savasin sadece resmi çevrelerde degil halk arasinda da yakindan takip edildigini göstermektedir.
Cepheye gönderilecek 5090 kisilik 1. Tugay'in Ankara'da toplanmasi sirasinda gösterilen ilgi, halkin heyecaninin ilk defa somut olarak gözlemlenebilmesine vesile olur. 10 Agustos 1950 tarihli Cumhuriyet gazetesi bu ilgiden bahsederken, "Civar köylerden kadinli erkekli kafileler akin akin gelerek selâmetler dilemekte, dualar etmektedir" demektedir. Savasa gidecek birligin moralini yükseltmeye dönük etkinlikler düzenlendigi de görülmektedir. Aralarinda dönemin önemli sanatçilarindan Müzeyyen Senar'in da bulundugu sanatkarlarin verdigi konser bu yöndeki etkinliklerden biridir. Askerlerin Iskenderun'dan ugurlanmasi ve Kore'ye vararak ilk çarpismalara katilmasi süreci de basinda büyük ilgiyle takip edilir.
Askerlerle irtibatin saglanmasi, onlarin ailelerinden, ailelerinin onlardan haber alabilmeleri için en önemli haberlesme araci radyodur. Kore'ye giden birlik için bir radyo saati baslatilmis, bu yayinlarda asker ailelerinin seslerini Kore'deki çocuklarina, kardeslerine, eslerine iletmeleri amaçlanmistir. Bunun için ilk basta her gün saat 12.15'ten 13'e kadar süren bir zaman diliminde kisa dalgadan birlige hitap eden yayinlar yapilmasi tasarlanir.
Bir diger haberlesme de Türkiye-Kore arasinda gidip gelen mektuplardir. Ulastirma Bakanligi er ve erbaslara aileleri tarafindan gönderilecek mektuplardan posta ücreti alinmayacagini açiklar. Oysa gazilerin yazdiklari anilardan anlasildigi kadariyla mektuplardan belli bir ücret alinmis, ancak postane memurlari mektup yollayanlara yardimci olmustur.
Ülkede genel olarak Kore'de savasanlara ve onlarin yakinlarina "destek" olmak yönünde toplumsal bir psikoloji olustugu söylenebilir.
Mektuplarin ulasmasinda karsilasilan zorluklar ve gazetelerin halkin ilgisini çekmek yönündeki çabalari, basinin bu haberlesmede dogrudan devreye girmesine yol açar. Cumhuriyet gazetesi, askerlerin Kore'ye ulasmasindan kisa süre sonra her iki taraftan da kisa mesajlarin iletildigi sabir bir köse olusturur. Bu kösede askerler ve aileleri birbirleriyle sürekli olarak haberlesirken, askerlerle irtibat kurulamamasi gibi durumlarda gazetenin Kore'deki temsilcisi Faruk Fenik (kendisini geçtigimiz Temmuz ayinda kaybettik- NTV Tarih, sayi: 19, s: 18) ailelerin gönüllerini ferahlatici mesajlari kendisi aktarir, askerlerin durumlari hakkinda bilgi verir.
Faruk Fenik'in yanisira, Hürriyet'ten Hikmet Feridun Es ve Semiha Es, Yeni Sabah'tan Alaaddin Berk, Selami Akpinar ve Burhan Tan savasin Türkiye'ye yansima biçiminde belirleyici olurlar.
Kore'deki çatismalarda Türkiye'nin agir kayiplar vermesi ile birlikte kamuoyunda savasa ve askerlere yönelik ilginin iyice yükseldigi görülür. Kayiplarin ardindan okutulan mevlitlerle bir anlamda kutsallik da kazanan savas, gazete sayfalarinda giderek kendine daha fazla yer bulur.
Anadolu'nun dört bir yaninda, Kars'tan Milas'a kadar pek çok yerde, Kore'de savasanlar ve hayatini kaybeden askerler için anma toplantilari düzenlenir. Çesitli yerlere "Kore sehitleri" heykeli dikilmesi, Kore pulu bastirilmasi, vb. öneriler birbirini izler. Bu atmosfer spor camiasina da ulasir, Istanbul'un dört önemli kulübü (Galatasaray, Fenerbahçe, Besiktas ve Vefa) "hasilati Kore sehilerinin ailelerine tahsis etmek üzere" bir futbol turnuvasi düzenleme karari alir. Halktan da çok sayida yardim girisimi oldugu basina yansiyan haberlerden anlasilmaktadir.
Ancak 1951 ortalarindan itibaren, ülkedeki heyecan dalgasinin yavas yavas azaldigi görülür. Kore konusunda yapilan etkinlikler azaldigi gibi, gazeteler de savasa daha az yer verir.
Kore'ye asker gönderilmesi karari hakkindaki farkli görüsler beyan etmek, en basindan itibaren "vatana ihanet"le bir görülmüs, kararin özüne ya da biçimine itirazlar hemen mahkum edilmistir. Anti-komünizm, tartismalarin bastirilmasinda en önemli araçlardan biridir.
Ilk itiraz o günlerde yeni kurulmus olan Barisseverler Cemiyeti'nden gelir. Cemiyet, karari kinayan bildiriler dagitinca kapatilir. Istanbul, Ankara ve Izmir'de karari elestiren yazi ve karikatürler yayimlayan 17 mizah dergisi de komünist olduklari gerekçesiyle kapatilir.
Cumhuriyet Halk Partisi ise karar daha biçimsel nedenlerle karsi çikar. Parti "askerlik için silah altina alinan gençlerin dogrudan dogruya, Türkiye sinirlarinin korunmasi ile mükellef olduklarini" hatirlatir.
1951'de tevkifati ve muhalif oldugu bilinen insanlar üzerindeki yogun baski, Kore konusunda itiraz seslerini neredeyse duyulmaz kilmistir. Örnegin Aziz Nesin'in, Türk birliginin Kore'ye dogru yola çikacagi Iskenderun'a ayni tarihlerde gitmesi bile basinda büyük süphe uyandirir: "Maruf solcunun Kore'ye gidecek kuvvetlerimizin hareket limani olacagi yazilan Iskenderun'da ne maksatla bulundugu tahkik ediliyor... Kendisi Beyrut'a gidecegini söylemistir."
Kore'ye giden birligimiz için dünkü radyo saati
Milli Savunma Bakani, bir konusma yaparak birligimize ilk selami gönderdi. Birlikte bulunan subay, gedikli ve erlerden on kisiye de yakinlari tarafindan hitab edildi. (Cumhuriyet, 16 Ekim 1950)
Geçen ay Bilgi Üniversitesi'nde düzenlenen "60. Yilinda Kore Savasi" adli konferansta yapilan sunumdan kisaltilarak kullanilmistir.
NTV Tarih (s: 38, 39) | Cangül Örnek
Yorumları: 3,073
Konuları: 295
Kayıt Tarihi: 30-05-2007
Teşekkür Puanı:
575
13-01-2011, Saat: 0:15
(Son Düzenleme: 13-01-2011, Saat: 0:45, Düzenleyen: Wando.)
KUNURI CEHENNEMINDE BIR TEGMEN: BAHTIYAR YALTA
Çinliler her tarafini sarmisti. Dört gün boyunca hiç uyumadan savastilar. Hem çembere alinmis arkadaslarini hem Amerikan birliklerini kurtardilar. 100 km. yürüyerek Pyeongyang'a ulastilar. Tegmen Yalta, Kunuri'nin yasayan en önemli tanigi, müstesna bir harp tarihi yazari.
Yirmi yaslarindaydi... Harbiye'den mezun olali üç yil geçmisti. Izmit'te görev yaparken Kore'ye asker gönderme kararini duymus, ertesi gün savasa gitmek için basvurmustu. 1950 sonbaharinda yola çikmislar, üç hafta sonra Pusan'da Kore topraklarina adim atmislardi. Agaçsiz, gri bir sehirdi Pusan. "Ugruna ölecegimiz topraklar biraz daha güzel olamaz miydi?" diye bir düsünce geçmisti tegmenin aklindan.
26 Kasim günü muharebe emri geldi. Askerleriyle helallestiler, sonra da Kunuri'den yola çiktilar. Hava soguktu, sular buz tutmustu. Daga tirmanirken yolun kenarindaki hendeklerde cesetler görmeye basladilar. Kitayi derin bir sessizlik kaplamisti. Unuttuklari ölüm korkusuyla yüzlestiler. Tegmen Bahtiyar Yalta, askerlerinden birine seslendi:
-Karagöz, haydi bir türkü söyle. Karagöz'ün yanik sesiyle kasvet dagildi, yürüyüse devam ettiler. Cesetlerin arasinda verdikleri sikintili yemek molasinin ardindan geri çekilme emri geldi. 1. Tabur'un tüm askerleri gibi Bahtiyar Yalta ve erleri de perisandilar. Bir yani uçurum virajli sarp dag yolu onlari iyice yormustu. Yirmidört saate yakin yürümüslerdi.
Tugay 27-28 Kasim gecesi saat 24.00'de Wavon Bogazi'na vardiginda, arkalarinda kalan kesif kitasinin Çinlilerin baskinina ugradigini haber aldi. Gün isirken düsmanin Wavon'a saldirisiyla sasiran askerler ürkmüs ve sinmislerdi. Tegmen Bahtiyar Yalta ayaga kalkti ve boy hedefi göstererek, "Yatarsaniz üstüne gelirler. Mevzi alin, ates edin!" diye bagirdi. Bu emirle kendine gelen asker ates açti. Çinlilerin ilerleyisi durmustu. Bütün gün çarpisarak Sinnimni köyüne çekildiler ve mevziye girdiler.
28 Kasim gecesi saat bire dogru, Çinliler ilk atesi onlarin mevzilerine açtilar. Düsman, ilk kasabada saklanan gerillalarla birlikte saldiriya geçmisti. Giderek siddeti artan saldiri sonucu, Bahtiyar Yalta'nin taburu mevzileri bosaltip geri çekilmeye basladi. Taburun öteki birlikleri üst komutayla irtibatlari kesilmisti. O sirada Sinnimni içerisindeki birliklerde panik ve bozgun baslamisti. Geceyi çembere alinan birliklerin bulunduklari bölgeden gelen silah seslerini dinleyerek, tetikte geçirdiler. Gün agarinca General Tahsin Yazici'nin komutasinda, 2. Talimgâh Bölügü, tugay havan bölügü, üç tank ve bir topçu bataryasi karsi taarruza geçtiler. Çemberdeki arkadaslarini kurtardilar.
Kurtulduklarini düsünen askerler, Kaechon batisina çekildiklerinde gördükleri manzara karsisinda dehsete düstüler. Gerilere sarkan Çinliler, Yongbongni noktasinda Kunuri yolunu tekrar kesmislerdi. Hayatta kalmak için düsman çemberini bir kez daha yarmaktan baska çareleri yoktu. Bahtiyar Yalta'nin askerlerinden biri komutaninin yanina gelip tasidigi havan namlusunu yere birakti.
-Kumandanim... Bugünü gören cehennemi görmez der.
Bahtiyar Yalta ise,
-Ümidini kesme, çemberi kiracagiz diye cevap verir.
Bahtiyar Yalta, uykusuz geçen dört günün ardindan 70 kadar askeriyle birlikte 100 kilometre yürüyerek Pyeongyang'a intikal etti. Çok zaiyat vermisler, ama Çinlilerin hizini kesmeyi basarmislar ve Amerikan birliklerini kusatilmaktan kurtarmislardi. Savas sonrasinda Amerikalilarin verdikleri madalyalar ise ne yazik ki Kunuri'de sehit olan Türk askerlerini geri getirmeyecekti.
Kore'de 1.Tabur'da Havan Takimi Komutani olarak savasan Bahtiyar Yalta, bir yil boyunca girdigi muharebelerden sag kurtulan ve bugün hayatta olan birkaç subaylardan biri; belki de Kore Savasi'nin yasayan en önemli tanigi. Onu digerlerinden ayiran özellik, elinin silahin yaninda kalem de tutmasi. Savas sirasinda tuttugu günlügü ve dönüs yolunda birçok subay arkadasiyla konusarak aldigi notlari 2005'te kitaplastiran Bahtiyar Yalta, o günleri unutmamamizi sagliyor. Yalta'nin kitabi sadece Kore Savasi'yla ilgili degil; tüm askeri literatürümüzde, uluslararasi anlamda en önemli harp eserlerinden biri.
Bahtiyar Yalta, Kunu-ri (Kore) Muharebeleri ve Geri Çekilmeler, TTK Yayinlari, 2005.
KORE SAVASI'NIN DÖNÜM NOKTALARI
25 Haziran 1950 - Savas Basliyor
Kuzey Kore ordusu 38. Paralel'i geçerek Güney Kore'ye saldirdi. Üç gün içerisinde Seul'ü ele geçiren Kuzey Kore birliklerinin ilerleyisi Pusan'a kadar devam etti.
28 Haziran 1950 - BM'den Çagri
Birlesmis Milletler Güvenlik Konseyi, Kore'deki savasa ortak müdahaleye karar verdi ve üye ülkelere yardim çagrisi yapti. Türkiye çagriya olumlu yanit verdi.
25 Temmuz 1950 - Asker Gidiyor
Demokrat Parti hükümeti, Kore'ye asker gönderme kararini açikladi. Tuggeneral Tahsin Yazici komutasindaki 5090 kisilik tugay, Eylül sonunda Kore'ye hareket etti, Ekim ayinda Kore topraklarina çikti.
15 Eylül 1950 - Incheon Çikarmasi
Kuzey Kore'nin ilerleyisini Pusan yakinlarinda durduran Amerikan birlikleri, bir yandan Seul yakinlarindaki Incheon'a çikarma yaparken, diger yandan karsi taarruz baslatti.
26-30 Kasim 1950 - Kunuri
Çin ordulari siniri geçerek BM kuvvetlerine saldirdi. Kunuri muharebelerinde agir kayiplar pahasina Çinlilere zaman kaybettiren Türk Tugayi, Amerikan kuvvetlerini yokolmaktan kurtardi.
25-27 Ocak 1951 - Kumyangjangni
BM Ordusu'nun kesif ve yipratma taarruzlarina katilan Türk tugayi, Kumyangjangni muharebelerinde Çinlileri yenilgiye ugratti. Tugaya ABD tarafindan "Mümtaz Birlik Nisani" verildi.
28-29 Mayis 1953 - Vegas Muharebesi
Seul'ün kuzeyindeki muharebe ileri karakollarina saldiran Çin ve Kuzey Kore birlikleri, Türk tugayi tarafindan durduruldu. Türk birlikleri 151 sehit verdi.
27 Temmuz 1953 - Ateskes
Ateskes görüsmeleri 10 Temmuz 1951'de baslamis ancak uzlasma saglanamamisti. Savasin iki yil uzamasi yüzbinlerce sivilin, hayatina maloldu. Kore'de bugüne kadar resmi baris antlasmasi imzalanmadi.
NTV Tarih (s: 40, 41) | Cem Fakir
Yorumları: 3,073
Konuları: 295
Kayıt Tarihi: 30-05-2007
Teşekkür Puanı:
575
13-01-2011, Saat: 0:17
(Son Düzenleme: 13-01-2011, Saat: 0:46, Düzenleyen: Wando.)
KAYBOLAN SEHITLERI ARAMADIK, SORMADIK VE ANMADIK
Kore'de sehit düsenlerin neredeyse yarisini olusturan 434 askerimizin mezari meçhul. Çogu Kunuri'de ölen askerlerin kemiklerinin tespit edilmesi ve geri alinmasi için bugüne dek hiçbir girisimde bulunulmadi.
3 yil süren Kore Savasi'nda resmi rakamlara göre 721 Türk askeri sehit oldu; 175 askerin akibeti ise hiç bilinmedi. Bunlarin neredeyse tamamina yakininin sehit oldugu tahmin ediliyor. Bugün Türk Sehitligi, Güney Kore'de, yarimadanin güney ucundaki Pusan sehrinde, BM mezarligi içinde bulunuyor. Son derece bakimli ve düzenli sehitlikte, 462 Türk askeri huzur içinde yatiyor. Ancak, aradan geçen 60 yila ragmen, hâlâ ruhlari huzura ermeyenler de var. Bugün, bedenleri Kuzey Kore sinirlari içinde kalan meçhul askerlerden onlarcasi sehitlerimize ait. Kayiplarla beraber 896 askerin sehit oldugu düsünülürse, bunlarin nerdeyse yariya yakini öldükten sonra da kendisine bir yer, huzur ve aileleri için bir anma, ziyaret yeri bulamamis durumda.
Cenazesi bulunamayan askerlerin büyük bölümü, 26-30 Kasim 1950 tarihleri arasinda Kunuri'de sehit düsenler. 1. Türk Tugayi, Kunuri muharebeleri ve geri çekilmelerinde 218 sehit vermis, zor kosullar altinda çekilen birlik, ölen arkadaslarini o bölgede birakmak zorunda kalmisti. 60 yil önce soguk Kasim gecelerinde vatanlarindan binlerce kilometre uzakta sehit olanlar, bugün kaderleriyle basbasa birakilmis durumdalar. Isin aci tarafi, bu geçen 60 yilda, kayiplar ve cenazesi bulunamayanlar hakkinda Kuzey Kore makamlarina herhangi bir basvurunun yapilmamasi. Konuyla ilgili olarak Seul ve Ankara'daki yetkililere soru yöneltiginde alinan cevaplar sasirtici: "Arsivlerimizde bu konuda bir bilgi yok."
Muhabere Tegmen Tahir Ün de kaybolan sehitlerden biri. Tahir Ün, Harbiye'yi 1974'de ikincilikle bitirmis, önce Ankara Mamak Muhabere Okulu'nda görev yapmis daha sonra da Kore birligine katilmis seçkin bir subaydi.
Ün'ün sehadeti 1951'in Ocak ayinda ailesine bildirildi. O günden beri resmî kurumlarla yaptiklari yazismalardan sonuç alamayan aile, hâlâ sehidinin cenazesinin bulunmasini bekliyor.
Oysa Kore'de taraflar arasinda ateskes ilan edildikten sonra, 1954'te yapilan degisimde, Kuzey Kore yönetimi 4 binden fazla müttefik askerinin cenazesini iade etti. Bunlardan büyük bölümü Amerikan askerlerine aitti. Amerikan hükümeti, o tarihten itibaren 36 yil boyunca Kuzey Kore yönetimini kayip askerler konusunda ikna edemedi. 1990-1994 yillari arasinda Kuzey Kore tek tarafli olarak 208 cenazeyi daha Amerikalilara teslim etti ve bunlardan 35'inin kimligi tespit edildi. 1996'dan sonra Amerikalilar, Kuzey Korelileri ikna etmeyi basardilar ve ortak saha çalismasi yapmaya basladilar. Bugüne kadar gerçeklestirilen 33 saha çalismasinda 229 cenaze bulundu. Amerikan Savas Esirleri ve Kayip Personel Dairesi'nin 2010'un Eylül ayinda yayimladigi verilere göre, DNA testleri sonucunda bu cenazelerden 81'inin kimligi tespit edildi ve ailelerine teslim edildi.
Bu örnekler de gösteriyor ki gerekli irade ortaya konuldugunda sonuç alinabiliyor. 60 yil önce Kore'de sehit düsenlerin ruhlarini huzura erdirmek, kayip yakinlarinin da acisini biraz olsun dindirmek için, görev üniformali-üniformasiz koltuk sahiplerine düsüyor.
KIMLER GELDI, KIMLER GEÇTI?
YOLU KORE'YE DÜSENLER
Savasin basladigi 1950'den 1965'e kadar yaklasik 52 bin Türk askeri, Kore'de görev yapti. Bunlar arasinda ünlü siyasetçiler, yazarlar da vardi.
1. Tugay
General Tahsin Yazici, tümgeneral rütbesi ile emekli olduktan sonra Demokrat Parti'ye katilarak Istanbul milletvekili oldu. 241. Alay Komutani Albay Celal Dora ise savastan sonra CHP'den siyasete katildi. Kurmay Binbasi Faik Türün organerallige kadar yükseldi ve 12 Mart döneminin Istanbul Sikiyönetim Komutani olarak görev yapti. Yüzbasi Riza Vuruskan, 60'li yillarda Kibris'ta görev alarak mücahitleri örgütledi ve ünlü Erenköy savunmasi ile tarihe geçti. Hukuk dünyamizin yildiz isimlerinden Münci Kapani ve Zeki Triko'nun sahibi isadami Zeki Baseskioglu da Kore'deydi.
2. Tugay
Eli sopali komutan General Namik Argüç, sert asker imajini 1960'a dek sürdürebildi. 28 Nisan olaylari sirasinda Siyasal Bilgiler Fakültesi ögrencileri üzerine ates açilmasi emrini veren dönemin Ankara Sikiyönetim Komutani Argüç, 27 Mayis sabahi tutuklandi. Harekat sube müdürü Binbasi Turgut Sunalp, 12 Eylül'den sonra Milliyetçi Demokrasi Partisi'ni kurdu. Özal'a açik farkla yenilince siyaset sahnesinden çekildi. Ünlü yazar Refik Erduran ve Tuna Baltacioglu da tercüman olarak görev yaptilar.
3. Tugay
Komutan yardimcisi Albay Danis Karabelen, sonradan Özel Harp Dairesi'ni kurdu. Necdet Öztorun Kara Kuvvetleri Komutanligina kadar yükseldi. Kurmay Yüzbasi Osman Köksal ve pilot üstegmen Suphi Gürsoytrak gelecekte Millî Birlik Komitesi'nin (MBK) üyeleri oldular. Rüstü Elderhun, 1958'de genelkurmay baskani oldu. 27 Mayis'ta tutuklanarak Yassiada'da idama mahkum edilen Erdelhun, Tokyo'da birlikte çalistigi Kurmay Albay Sami Küçük'ün 1960'ta kaderini belirleyen MBK'da yer alacagini bilemezdi. Gazeteci Altemur Kiliç da Kore Tugayi istihkam bölügünde astegmendi.
4. Tugay
Komutan yardimcisi Cemal Madanoglu 27 Mayis'ta en üst rütbeli komutan olarak Ankara'daki harekata komuta etmisti. Ayni tugayda yine siki bir ihtilalci daha vardi; Yüzbasi Orhan Kabibay. 1979'da suikasta kurban giden gazeteci Abdi Ipekçi de askerligini o dönemde Kore'de yapmisti. Yedek subaylar arasinda ünlü sair Can Yücel de vardi.
5. Tugay
Yazar Talat Turhan yüzbasi rütbesiyle görev yapti. Yönetmen Halit Refig bol bol 8 mm.'lik renkli filmler çekti.
6. Tugay
60'li yillarda Türkiye'de kalipso firtinasi estiren sarkici Metin Ersoy astegmendi.
7. Tugay
Izzet Keribar'in çektigi dia'lar, Kore halkinin yasadigi savas sonrasi acilarini tüm dünyaya yansitti.
9. Tugay
3. Sube (harekat ve egitim) Müdürü Kenan Evren Türkiye'nin 7. cumhurbaskani oldu. Ünlü neyzen Ulvi Erguner de bu dönemde Kore'de bulundu.
NTV Tarih (s: 42, 43) | Cem Fakir
Yorumları: 3,073
Konuları: 295
Kayıt Tarihi: 30-05-2007
Teşekkür Puanı:
575
SIMAL YILDIZI
![[Resim: 16619749369199296330157.jpg]](http://img709.imageshack.us/img709/5711/16619749369199296330157.jpg)
"Kore varmis, Kore'ye gidecekmis" dediler ve gittiler. Vatanlarina uzak, ölüme yakindilar. Onlarin olmayan bir savasta, onlarin olmayan topraklarda sehit düstüler, yaralandilar, esaret çektiler ve unutuldular. 60 yil önce Kore Savasi'na gönderilen askerler yasadiklarini anlatiyor. Sandiklarindaki fotograf ve belgeler günyüzüne çikiyor. Kore Savasi'nin son canli taniklari konusuyor...
Piyade Üstçavus Yasar Kandemir
Öyle oluyordu ki atilan kursunlar bile isabet ediyordu birbirine, çakmak çikariyordu.
Er Hasan Güraltay
Kumyangjangni'de intikam savasi yaptik, daha evvel ölen arkadaslar için.
Üstçavus Sabahattin Ergül
Içinden bir sey kopuyor kalbinden, aglayamiyorsun, doluyorsun. Yas akiyor ama hüngür hüngür bosalamiyorsun.
Piyade Er Ali Baran
Kunuri'de kestiler yolu. Bir dagildik, 15 gün filan birligimizi bulamadik.
Er Mehmet Gürsoy
Söyle derdim: Allah'im, yarabbim bizi Türkiye'ye gönder de sogan ekmek yiyelim.
Samsung'un katkilariyla
NTV Tarih dergisinin okurlarina armaganidir.
NOT: DVD belgeselin arka kapagindan alinmistir.
Yorumları: 3,378
Konuları: 0
Kayıt Tarihi: 05-08-2008
Teşekkür Puanı:
1,207
13-01-2011, Saat: 0:36
(Son Düzenleme: 08-09-2011, Saat: 14:48, Düzenleyen: Gökkuşağı_Girl.)
Su an hepsini okumak için yeterli zamanim yok ama en kisa zamanda okuyacagim. Paylasim için tesekkürler.
SO Jİ SUB <3
Yorumları: 53
Konuları: 2
Kayıt Tarihi: 13-01-2009
Teşekkür Puanı:
65
13-01-2011, Saat: 0:42
(Son Düzenleme: 08-09-2011, Saat: 14:49, Düzenleyen: Gökkuşağı_Girl.)
Sinan, yine döktürmüssün.
Eline koluna saglik.
Belgeseli izledim. Izleyemeyenlere siddetle tavsiye ederim.
Telefon çalmadığında, aramayan benimdir.
Yorumları: 12,616
Konuları: 1,465
Kayıt Tarihi: 10-09-2009
Teşekkür Puanı:
542
13-01-2011, Saat: 1:05
(Son Düzenleme: 14-01-2011, Saat: 21:51, Düzenleyen: Arzuş.)
Ruhlari Sad Olsun.
NATO'ya girebilmek adina zamanin hükümetinin aldigi ,kendi adima insanina ihanet ettigi bir karardir bu. Zamaninin Amerikali Nato komutani askerlerimizi dünyanin" en ucuz " a mal olan askerleri olarak tanimlamis.
Ne oldugunu bile bilmedikleri , kendilerine ait olmayan bir savasin içine "atildilar". Söylenecek çok söz var , ama yukarida zaten söylemek istediklerim özetlenmis.
Türkiye'den yine Nato için asker yollanmasi istendiginde dogrusu içim aciyor ve elimden gelen tüm protesto girisimlerini yapiyorum....
Yorumları: 6,006
Konuları: 314
Kayıt Tarihi: 13-12-2008
Teşekkür Puanı:
753
Çok harika ve bir okadarda geçmis tarihimize yönelik bir konu hazirlamissin Sinan. Su an hepsini okuyamasamda Kore Savasi'nin baslamasi ve Türkiye'ninde gönderdigi askerleri ve onlarin akibetine kadar olan yerleri büyük bir üzüntü ile okudum. Ve neden bizim ülkemiz Kuzey Kore'de kalan sehitlerine sahip çikmadi arkasini aramadilar buna çok üzüldüm. Sanli serefli askerlerimiz vatan topraklarindan uzaklarda sehid olmuslar. Hepsininde Ruhlari Sad, Mekanlari Cennet Olsun. :img-cray:
Bizleri bu çok önemli konuda dahada bilgilendirdigin için çok tesekkür ederim Sinan.
Yorumları: 645
Konuları: 0
Kayıt Tarihi: 26-04-2010
Teşekkür Puanı:
164
13-01-2011, Saat: 1:32
(Son Düzenleme: 08-09-2011, Saat: 14:49, Düzenleyen: Gökkuşağı_Girl.)
Ruhlari sad olsun bende az önce yedikita diye bir dergide okudum. Paylasim için tesekkürler.
Birazcık gülümse...
![[Resim: 1k69v.jpg]](http://d1201.hizliresim.com/t/3/1k69v.jpg)
I love You...
|