Giriş Yap

**crazyevil145** · (Son Düzenleme: 10-05-2012, Saat: 16:29, Düzenleyen: heoftma.)

The Gap That is Between Turkey and Korea / Kore Ve Türkiye Uçurumu

Türkiye’nin bir türlü belini doğrultamaması üstüne kafa yorduğumuzda, batiyi eksen alan karşılaştırmalar, şiddetli emperyalizm teorisi ile püskürtülür. Aynayı püskürtülemeyeceğiniz bir ülkeye tutmak daha anlamlı olacaktır diye düşünüyorum.

Güney Kore’ye tuttuğumuz ayna üstünden Türkiye’ye bakmanın bize daha çok ipucu vereceğini sanıyorum. Bir ülkede öbür ülkenin evlatlarının mezarı varsa, hayat üstünden değil ölüm üstünden de olsa bir kan bağı kurulmuştur. Soğuk savaş döneminde ayni blokta yer almış, Güney Kore ve Türkiye, kan bağının yanı sıra, ortak yakın tarihi de paylaştılar.

2000’li yıllara girdiğimizde artık aralarında bizim açımızdan utanç verici bir gelişmişlik farkı olmasına rağmen, 1990’li yılları başlangıç alırsak, adeta ayni verilere sahip olduklarını göreceğiz. Türkiye ve Güney Kore soğuk savaşın iki askeri üssüydüler. İki Kore arasındaki sinir halen dünyanın en ağır silahları ile çizilmiştir. Güney Kore bölünmüş ülkenin öteki parçası olduğundan, onun için isler bizden çok daha zordu.

Güney Kore 1989’da 3.9 milyar dolarla yardım alırken bugün dünyanın 423 milyar dolarla yardım yapan on altıncı ülkesi. İşin kötüsü Türkiye, hala yardım ve borçla yaşıyor. Milli gurur ise öyle şişmiş durumdaki cebindeki parayı kendisinin sanıyor.

Bana göre, en matrağı borca-harca, nüfus patlamasına, işsizliğin ve mesleksizliğin kronikleşmesine, ağır köylülüğün hayati ele geçirmesine, alakanın sıfır olduğu bir ulusal paydada ekseni komplo siyasetinin ve magazinin belirlemiş olması..

Bundan ötürü de sessiz sedasız şirketlerinin dünya devi olmasıyla, bilimde önündekileri atlayarak geldiği yeriyle, sosyal sorumluluk görgüsü ile Kore bizim ilgimizi çekmez. Çekemez. Hiç eğlendirici bir yani yok. Sadece çalışıyorlar. Bizim gibi üç günlük dünyayı televizyon başında eğlenerek ve komplo teorileri ile mazeret üreterek geçirmeyi seven bir halk için sahiden Kore çok sıkıcı bir ülke.

Kore’de işsizlik 1989’da yüzde 3 iken, 2006’da yüzde 3.7 benzer oranda kalmış.

Türkiye’de, 1989’da işsizlik oranı yüzde 15, 2006 da yüzde 19.

Kore dünya da işsizlik oranı en yüksek ülkeler arasında 104., Türkiye 29. sırada...

1989’da Kore’nin nüfusu yaklaşık 44 milyon, Türkiye’nin 55 milyon..

2006’da Kore’nin nüfusu yaklaşık 49 milyon, Türkiye’nin 73 milyon

1989’da Kore’de nüfusun yüzde 21’i yani 9 milyon insan tarımda çalışıyorken, 2006’da nüfusun sadece yüzde altısı tarımda çalışıyor.

1989’da Türkiye’de nüfusun yüzde 40’i, 2006’da ise yüzde 35’i tarımda çalışıyor.

Türkiye’de 1989’da çocuk ölüm oranı yüksekliğinde binde 80, Kore binde 24..

2006’da çocuk ölümlerinde Türkiye dünya 74’üncüsü, Kore 184 üncüsü..

Ancak tüketim de ki karşılaştırma, Türkiye’nin üretmeden çalışma alışkanlığına ilişkin ciddi bir ipucu veriyor. Dünya devi Samsung’u sahibi Kore, cep telefonu kullanımında dünya on besincisi.. Dünya on altıncısı kim dersiniz? Cep telefonu teknolojisine en küçük bir katkısı olmamış Türkiye!

Kore, dünyanın en şeffaf on altıncı ülkesi, Türkiye ise yetmiş yedinci..

Kore’yi Nobel ödüllü bir 68’li yönetiyor. Türkiye’de henüz Nobel alana rastlanmadı.

Sahiden ülkenin neden bataklık kıyısında dolaştığını merak ediyorsanız, başkalarının bataklıktan nasıl çıktığını anlamayı denemek gerekiyor. Bunu anlamadan afakî komplo teorileri ile ikna olmaya hazır kalabalıkları sadece size itaate hazır, kalabalık vasfında tutarsınız. Kalabalıklardan nitelikli ve medeni bir toplum çıkarmak için anladığım kadarıyla Koreli olmak gerekiyor.

Kaynak / Source : stargazete.com

Bu yazı 1 yıl öncesine aittir. ;)