09-11-2011, Saat: 21:35
(Son Düzenleme: 16-06-2017, Saat: 19:09, Düzenleyen: mervecimen.)
Literature of the Period of National Division / Ulusal Bölünme Dönemi Edebiyatı
1945'de Japonlar'dan kurtulduktan sonra, Kore, Dünya Güçlerinin siyasi hilelerine karışmış bir durumdaydı ve Güney ile Kuzey olarak bölünmesi kaçınılmaz olmuştu. Siyasetteki bu bölünme, hizipçilik ve çatışmaların Güney ve Kuzey yazınları arasında oluşmaya başlarken ayrıca yazın dünyasında da önemli bir etki yarattığı düşünülmekteydi. Kore Savaşı (1950-1953) Kore'nin Güney ve Kuzey olarak bölünmesini kesinleştiren acıklı bir geçiş dönemidir. Bu savaşın yaralarından ve keşmekeşinden doğan savaş sonrası Kore toplumu Kore edebiyatının gelişmesinde önemli bir etkiye sahiptir.
Genellikle, Güney Kore'deki savaş sonrası romanlar kendi ulusal sızı ve acısından kurtuluşa ulaşmak için Koreli insanların çabalarına değinmektedir. Kim Tong-ri ve Hwang Sun-won yazıları bu yeni yazın türünün örnekleridir. Ayrıca bu türe dahil olan Pukkando (1959) romanını yazan An Su-kil, çığır açan bir dayanıklılık ve Mançurya'ya göç eden Koreliler'in değişmeyen ruhsal gücünü betimlemektedir. Ek olarak, savaş sonrası kuşağın yazarlarından birçoğu Oh Sang-won'un Moban (İsyan)'ında (1957) ve Son Ch'ang-sop'un Injo in-gan (Yapmacık Adam)'ında (1958) görüldüğü gibi kendi ağır basan geleneksel toplumsal-ahlak değerleri yapısının çöküşü konusunu anlatmaktadır. Özellikle, Park Kyong-ri'nin Pulshin shidae (Kuşku Zamanı)'si (1957), Chong Kwang-yong'un Kkoppittan Li (Kaptan Lee)'si (1962) ve Yi Bom-son'un Obalt'an (Ateş Alan Bir Mermi)'ı savaş sonrası toplumun kargaşası ve ahlaki çöküntüsü ile dürüst bir şekilde ilgilenmektedir. Yi Ho-ch'iol'un Nasang (Çıplak Tasvir)'i (1957) ve Ch'oe Sang-gyu'nun P'oint'du (Nokta)'su (1956) yaşamlarını soğuk bir gerçekliğin gerçek çukurunda geçiren insanları anlatmaktadır.
Yeni bir şiirsel ruh ve yöntem arayışı aynı zamanda Kore'nin savaş sonrası şiirinin önemli bir özelliğidir. Savaş sonrası yönelimler arasında geleneksel vezin ve halkın hassaslığından ileri gelen bir biçim tarafından belirlenen Chont'ongp'a (gelenekçiler) akımı vardır. Chont'ongp'a'da bireysel duyguların ve duyarlılığın merkezi, şiir alanına göze çarpan, içten duygular getiren, geleneksel uyumlu temeliyle birleştirilmiştir. Geleneksel duyarlılığın ve halk duygularının dünyasından esinlenen P'iri (Flüt) ve Ulum i t'anun kang (Üzülmüş Bir Nehir)'i yazan Pak Jae-sam'a ek olarak, Ku Ja-un, Yi Tong-ju ve Chong Han-mo da ayrıca bu akıma önemli katkılarda bulunmuştur. Savaş sonrası şiirdeki bir başka eğilim de, şiir dili ve oluşumuna yeni deneyimler getirme girişiminde bulunurken bu geleneği değiştirmeye yoğunlaşan Shilhomp'a (deneyimciler)'dir. Huban-gi (Daha Sonraki Yıllar) diye anılan bir yazarlar heyetinin yanı sıra Kim Kyong-rin, Pak In-hwan, Kim Kyu-dong, Kim Ch'a-yong ve Yi Pong-rae bu yeni savaş sonrası yenilikçi akımın merkezindeydi. Özellikle Pak Pong-u ve Chon Pong-gon şiir yoluyla toplumsal duruma titiz bir onaylama ve yergili bir yaklaşım getirmiştir.
1950'lerin sonunda, Kim Sung-ok, Pak T'ae-sun, So Jong-in, Yi Ch'song-jun, Hong Song-won ve Ch'oe In-hun gibi yazarlar kendi yazınsal başlangıçlarını yapmışlardır. Örneğin, Ch'oe In-hun'un Kwangjang (Kare)'i benzersiz bir roman yapısından yararlanarak aydın kimselerin kıvranışlarının, dalgınlıklarının ve düş kırıklıklarının bir ifadesini verir. Seoul 1964, Kyoul (Seoul, 1964, Kış)'unda Kim Sung-ok küçük sehir soylularının yaşamları hakkında yazmıştır.
1960'taki 19 Nisan Devrimi'nden kısa bir süre sonra, şiirsel eğilimler de değişmiştir. Shin Tong-yop ve Kim Su-yong gibi ozanlar, savaş sonrası dönemin duygusal anlamda gerçeklerden kaçışını kesinlikle reddetmiş ve bu zamanların siyasi gerçekliğiyle okuyucuları kendine çekmenin gerekliliğini savunmaya başlamışlardır. Örneğin, hem Kim Su-yong'un Tallara Cui changnan (Moonland'ın Eşek Şakası)'ı (1959) hem de Shin Tong-yop'un uzun şiiri Kumgang (Kumgang Nehri)'i (1967), şiirin siyasi sözler için önemli bir araç haline geldiği görüşünü savunarak bu yeni gerçeğe uygun duyarlılığı açığa vurmaktadır.
1970'lerde, Kore toplumu kendini, sanayinin gelişmesindeki bölgesel eşitsizliklerin yanı sıra zengin ve fakir arasındaki uçurumun beligin şekilde gözle görülür hale geldiği ani bir sanayileşmenin sancıları içinde bulmuştur. İnsanlar arasındaki siyasi kaygılar arttıkça, yeni bir düzen karşıtı yazınsal akım patlak vermiştir. Bu dönemdeki Kore romanlarının en önemli özelliği, sanayileşme süreci sırasında görülmeye başlayan çeşitli toplumsal sorunlar için olumlu bir kaygıdan kaynaklanmalarıdır. Sözgelimi, Yi Mun-gu'nun Kwanch'on sup'il (Kwanch'on Denemeleri)'i (1977) ülkenin sanayisel gelişiminin ortasında bakımsızlaşan ve yoksullaşan çiftçilerin mevcut yaşam koşullarını betimlemektedir. Seoul'un "kenar vatandaşları"nın (şehrin kenar mahallelerinde yaşayanların) yaşam biçimleri ve işçi sınıfı manzaraları da ayrıca Hwang Sok-yong'un Kaekchi (Bilinmeyen Bir Yer)'si (1970) ile Samp'o kanun kil (Samp'o'ya Giden Yol)'u ve Cho Se-hui'nin Nanjang-iga ssoa ollin chagun kong (Bir Cücenin Attığı Küçük Top)'unda (1978) inandırıcı bir şekilde betimlenmiştir. Açıkçası, bu romanlar tarihin bu dönemi sırasında Kore'de emekçilerin yaşamlarınca kaynaklanan ahlaksızlıklara ve acılara yeni bir açıklama verirken "işçi sınıfı" romanı için yeni olasılıklar geliştirmiştir. Yi Ch'Song-jun'un Tangshindul Cui ch'ion-guk (Senin Cennetin)'u (1976), Chaninhan toshi (Zalim Şehir)'si (1978) ve O jong-hui'nin Yunyon Cui ttul (Çocukluğun Bahçesi)'u (1981), tüm bunlar sanayisel gelişmenin bu işçilerin yaşayışlarını damgalayan insan yalnızlaşması ve yabancılaşması konusunu irdelemektedir. Pak Wan-so'nun Hwich'aonggorinun ohu (Sersemleten Öğle Sonrası)'sunda (1977) ve Ch'oe Il-lam'in T'aryong (Ezgi)'unda (1977) baştan başa besbelli olan toplumsal yergi bu dönem romanındaki önemli eğilimlerinin örneğidir.
Aynı zamanda, ulusal bölünmenin eleştirel bir incelemesini gündeme getiren "bölünme romanı" (pundansosol) olarak anılır olduğu bu dönemdeki roman ortaya çıkmıştır. Kim Won-il'in Noul (Gün Batımı)'u (1978), Chon Sang-guk'un Abeui kajok (Abe'nin Ailesi)'u (1980) ve Cho Jong-rae'nin T'aebaeksanmaek (T'aebaek Dağları)'i bu yeni roman türünün örnekleridir. Ayrıca dikkate değer olan, Pak Kyong-Ri'nin çağdaş Kore yazınının en önemli başarılarından biri olduğuna hüküm verilen T'oji (Ülke)'si gibi bir destansı romandır.
Şiir alanında, minjung (aşağı yukarı "ezilen insanlar" ya da "ezilen kitleler" diye çevrilen)'un yaşamları çevresinde yoğunlaşan çalışmalar, bu zamanın şiirsel eğilimlerini en açık biçimde belirtmektedir. Örneğin, hem Shin Kyong-rim'in Nongmu (Çiftçi'nin Dansı)'su (1973) hem de Ko Eun'un Munui maule kaso (Munui Köyü'ne Gitmek)'su (1974) apaçık şekilde minjung (insanlar)'un yaşamları için bu kaygıyı taşımaktadır. Özellikle Kim Chi-ha'nın T'anun mongmarum uro (Susuzluğa Doğru)'su (1982) sanayici sömürüye karşı kendini savunmasında minjung'un savaşçı ruhunun bir anlatımını yapmaktadır.
English
After the liberation from the Japanese in 1945, Korea became embroiled in the political maneuvers of the World Powers, and the division into South and North became unavoidable. This division in political thought also made a significant impact on the literary world, as the factionalism and struggles began to occur between Southern and Northern literatures. The Korean War (1950-1953) was a tragic interim which solidified Korea's division into South and North. Postwar Korean society's emergence from the wounds and chaos of that war had a considerable impact on the development of Korean literature.
For the most part, the postwar novel in South Korea deals with the struggles of the Korean people to achieve deliverance from their national pain and anguish. The writings of Kim Tong-ri and Hwang Sun-won are representatives of this new type of literature. Also included in this genre is An Su-kil, whose novel Pukkando (1959) portrays the pioneering fortitude and steadfast spiritual power of Koreans who migrate to Manchuria. In addition, many of the postwar generation writers took as their predominant theme the collapse of the traditional socio-moral value systems, as seen in Oh Sang-won's Moban (Revolt) (1957) and Son Ch'ang-sop's Injo in-gan (Artificial Man) (1958). Pak Kyong-ri's Pulshin shidae (The Age of Mistrust) (1957), Chong Kwang-yong's Kkoppittan Li (Captain Lee) (1962) and Yi Bom-son's Obalt'an (A Bullet Misfired), in particular, deal squarely with the chaos and moral collapse of postwar society. Yi Ho-ch'iol's Nasang (The Nude Portrait) (1957) and Ch'oe Sang-gyu's P'oint'du (Point) (1956) describe people living their lives in a veritable pit of bleak reality.
The search for a new poetic spirit and technique was also a significant feature of Korea's postwar poetry. Among the postwar trends was the Chont'ongp'a (traditionalists) movement, marked by a style rooted in traditional rhythms and folk sentiment. The centrality of individual sentiment and sensibility in the Chont'ongp'a, combined with the traditional rhythmic base, brought a broad, folkish sentiment into the realm of poetry. In addition to Pak Jae-sam, whose P'iri (Flute) and Ulum i t'anun kang (The Saddened River) was inspired by the world of traditional sentiment and folk feeling, Ku Ja-un, Yi Tong-ju and Chong Han-mo were also significant contributors to this movement. Another trend in postwar poetry was the Shilhomp'a (experientialists) who, while venturing to bring new experiences to poetic language and form, concentrated on changing the tradition. Kim Kyong-rin, Pak In-hwan, Kim Kyu-dong, Kim Ch'a-yong and Yi Pong-rae, as well as a coterie of writers called the Huban-gi (The Later Years), were central to this new postwar modernist movement. In particular, Pak Pong-u and Chon Pong-gon, brought critical recognition and a satirical approach to social conditions through poetry.
At the close of the 1950s, writers like Kim Sung-ok, Pak T'ae-sun, So Jong-in, Yi Ch'song-jun, Hong Song-won and Ch'oe In-hun made their literary debut. Ch'oe In-hun's Kwangjang (The Square), for example, gave expression to the agony, wanderings and frustrations of the intellectual using a unique novelistic structure. Kim Sung-ok, in his Seoul 1964, Kyoul (Seoul, 1964, Winter), wrote about the life of the petit bourgeois.
Shortly after the April 19th Revolution of 1960, poetic trends also changed. Poets like Shin Tong-yop and Kim Su-yong emphatically rejected the sentimental escapism of the postwar period and began to advocate the necessity to engage its readership with the political reality of the times. Kim Su-yong's Tallara Cui changnan (The Prank of the Moonland) (1959) and Shin Tong-yop's long poem Kumgang (The Kumgang river) (1967) for example, both express this new realistic sensibility by advocating the view that poetry become a significant means for political expression.
During the 1970s, Korean society found itself in the throes of rapid industrialization in which the gap between the rich and the poor, as well as regional disparities in industrial development, became markedly visible. As the political angst among the people increased, a new anti-establishment literary movement exploded onto the scene. The most important characteristic of the Korean novel during this period was its positive concern for various social problems which began to appear during the industrialization process. Yi Mun-gu's Kwanch'on sup'il (Kwanch'on Essays) (1977), for example, portrays the actual conditions of farmers who were neglected and became impoverished in the midst of the industrial development of the nation. The lifestyles of Seoul's "border citizens" (those living in the outskirts of the city) and the labor scene were also vividly portrayed in Hwang Sok-yong's Kaekchi (The Strange Land) (1970) and Samp'o kanun kil (The Road to Samp'o) and Cho Se-hui's Nanjang-iga ssoa ollin chagun kong (Small Ball Thrown by a Dwarf) (1978). Clearly, these novels opened up new possibilities for the "labor" novel as they gave new expression to the depravities and sufferings borne by the lives of the laborers in Korea during this period in history. Yi Ch'Song-jun's Tangshindul Cui ch'ion-guk (Your Heaven) (1976), Chaninhan toshi (The Cruel City) (1978) and O jong-hui's Yunyon Cui ttul (The Garden of Childhood) (1981), all examine the theme of human isolation and alienation which marked these laborers' experiences of industrial development. The social satire apparent throughout Pak Wan-so's Hwich'aonggorinun ohu (The Reeling Afternoon) (1977) and Ch'oe Il-lam's T'aryong (The Tune) (1977) are representative of important tendencies in the novel of this period.
There also emerged during this period what has been referred to as the "division novel" (pundansosol) which brought to the fore a critical examination of national division. Kim Won-il's Noul (Sunset) (1978), Chon Sang-guk's Abeui kajok (Abe's Family) (1980) and Cho Jong-rae's T'aebaeksanmaek (The T'aebaeksan Mountains) are representative of this new type of novel. Also noteworthy is the roman-fleuve, like Pak Kyong-ri's T'oji (The Land), judged to be one of the most important achievements of modern Korean literature.
In the realm of poetry, the works which centered around the experiences of the minjung (roughly translated "oppressed people" or "oppressed masses") most clearly defined the poetic trends of the times. Shin Kyong-rim's Nongmu (Farmer's Dance) (1973) and Ko Eun's Munui maule kaso (Going to Munui Village) (1974), for example, both clearly demonstrate this concern for the lives of the minjung (people). Kim Chi-ha's T'anun mongmarum uro (Towards a Thirst) (1982), in particular, gave expression to the fighting spirit of the minjung in its struggle against industrial exploitation.
Kaynak / Source
1945'de Japonlar'dan kurtulduktan sonra, Kore, Dünya Güçlerinin siyasi hilelerine karışmış bir durumdaydı ve Güney ile Kuzey olarak bölünmesi kaçınılmaz olmuştu. Siyasetteki bu bölünme, hizipçilik ve çatışmaların Güney ve Kuzey yazınları arasında oluşmaya başlarken ayrıca yazın dünyasında da önemli bir etki yarattığı düşünülmekteydi. Kore Savaşı (1950-1953) Kore'nin Güney ve Kuzey olarak bölünmesini kesinleştiren acıklı bir geçiş dönemidir. Bu savaşın yaralarından ve keşmekeşinden doğan savaş sonrası Kore toplumu Kore edebiyatının gelişmesinde önemli bir etkiye sahiptir.
Genellikle, Güney Kore'deki savaş sonrası romanlar kendi ulusal sızı ve acısından kurtuluşa ulaşmak için Koreli insanların çabalarına değinmektedir. Kim Tong-ri ve Hwang Sun-won yazıları bu yeni yazın türünün örnekleridir. Ayrıca bu türe dahil olan Pukkando (1959) romanını yazan An Su-kil, çığır açan bir dayanıklılık ve Mançurya'ya göç eden Koreliler'in değişmeyen ruhsal gücünü betimlemektedir. Ek olarak, savaş sonrası kuşağın yazarlarından birçoğu Oh Sang-won'un Moban (İsyan)'ında (1957) ve Son Ch'ang-sop'un Injo in-gan (Yapmacık Adam)'ında (1958) görüldüğü gibi kendi ağır basan geleneksel toplumsal-ahlak değerleri yapısının çöküşü konusunu anlatmaktadır. Özellikle, Park Kyong-ri'nin Pulshin shidae (Kuşku Zamanı)'si (1957), Chong Kwang-yong'un Kkoppittan Li (Kaptan Lee)'si (1962) ve Yi Bom-son'un Obalt'an (Ateş Alan Bir Mermi)'ı savaş sonrası toplumun kargaşası ve ahlaki çöküntüsü ile dürüst bir şekilde ilgilenmektedir. Yi Ho-ch'iol'un Nasang (Çıplak Tasvir)'i (1957) ve Ch'oe Sang-gyu'nun P'oint'du (Nokta)'su (1956) yaşamlarını soğuk bir gerçekliğin gerçek çukurunda geçiren insanları anlatmaktadır.
Yeni bir şiirsel ruh ve yöntem arayışı aynı zamanda Kore'nin savaş sonrası şiirinin önemli bir özelliğidir. Savaş sonrası yönelimler arasında geleneksel vezin ve halkın hassaslığından ileri gelen bir biçim tarafından belirlenen Chont'ongp'a (gelenekçiler) akımı vardır. Chont'ongp'a'da bireysel duyguların ve duyarlılığın merkezi, şiir alanına göze çarpan, içten duygular getiren, geleneksel uyumlu temeliyle birleştirilmiştir. Geleneksel duyarlılığın ve halk duygularının dünyasından esinlenen P'iri (Flüt) ve Ulum i t'anun kang (Üzülmüş Bir Nehir)'i yazan Pak Jae-sam'a ek olarak, Ku Ja-un, Yi Tong-ju ve Chong Han-mo da ayrıca bu akıma önemli katkılarda bulunmuştur. Savaş sonrası şiirdeki bir başka eğilim de, şiir dili ve oluşumuna yeni deneyimler getirme girişiminde bulunurken bu geleneği değiştirmeye yoğunlaşan Shilhomp'a (deneyimciler)'dir. Huban-gi (Daha Sonraki Yıllar) diye anılan bir yazarlar heyetinin yanı sıra Kim Kyong-rin, Pak In-hwan, Kim Kyu-dong, Kim Ch'a-yong ve Yi Pong-rae bu yeni savaş sonrası yenilikçi akımın merkezindeydi. Özellikle Pak Pong-u ve Chon Pong-gon şiir yoluyla toplumsal duruma titiz bir onaylama ve yergili bir yaklaşım getirmiştir.
1950'lerin sonunda, Kim Sung-ok, Pak T'ae-sun, So Jong-in, Yi Ch'song-jun, Hong Song-won ve Ch'oe In-hun gibi yazarlar kendi yazınsal başlangıçlarını yapmışlardır. Örneğin, Ch'oe In-hun'un Kwangjang (Kare)'i benzersiz bir roman yapısından yararlanarak aydın kimselerin kıvranışlarının, dalgınlıklarının ve düş kırıklıklarının bir ifadesini verir. Seoul 1964, Kyoul (Seoul, 1964, Kış)'unda Kim Sung-ok küçük sehir soylularının yaşamları hakkında yazmıştır.
1960'taki 19 Nisan Devrimi'nden kısa bir süre sonra, şiirsel eğilimler de değişmiştir. Shin Tong-yop ve Kim Su-yong gibi ozanlar, savaş sonrası dönemin duygusal anlamda gerçeklerden kaçışını kesinlikle reddetmiş ve bu zamanların siyasi gerçekliğiyle okuyucuları kendine çekmenin gerekliliğini savunmaya başlamışlardır. Örneğin, hem Kim Su-yong'un Tallara Cui changnan (Moonland'ın Eşek Şakası)'ı (1959) hem de Shin Tong-yop'un uzun şiiri Kumgang (Kumgang Nehri)'i (1967), şiirin siyasi sözler için önemli bir araç haline geldiği görüşünü savunarak bu yeni gerçeğe uygun duyarlılığı açığa vurmaktadır.
1970'lerde, Kore toplumu kendini, sanayinin gelişmesindeki bölgesel eşitsizliklerin yanı sıra zengin ve fakir arasındaki uçurumun beligin şekilde gözle görülür hale geldiği ani bir sanayileşmenin sancıları içinde bulmuştur. İnsanlar arasındaki siyasi kaygılar arttıkça, yeni bir düzen karşıtı yazınsal akım patlak vermiştir. Bu dönemdeki Kore romanlarının en önemli özelliği, sanayileşme süreci sırasında görülmeye başlayan çeşitli toplumsal sorunlar için olumlu bir kaygıdan kaynaklanmalarıdır. Sözgelimi, Yi Mun-gu'nun Kwanch'on sup'il (Kwanch'on Denemeleri)'i (1977) ülkenin sanayisel gelişiminin ortasında bakımsızlaşan ve yoksullaşan çiftçilerin mevcut yaşam koşullarını betimlemektedir. Seoul'un "kenar vatandaşları"nın (şehrin kenar mahallelerinde yaşayanların) yaşam biçimleri ve işçi sınıfı manzaraları da ayrıca Hwang Sok-yong'un Kaekchi (Bilinmeyen Bir Yer)'si (1970) ile Samp'o kanun kil (Samp'o'ya Giden Yol)'u ve Cho Se-hui'nin Nanjang-iga ssoa ollin chagun kong (Bir Cücenin Attığı Küçük Top)'unda (1978) inandırıcı bir şekilde betimlenmiştir. Açıkçası, bu romanlar tarihin bu dönemi sırasında Kore'de emekçilerin yaşamlarınca kaynaklanan ahlaksızlıklara ve acılara yeni bir açıklama verirken "işçi sınıfı" romanı için yeni olasılıklar geliştirmiştir. Yi Ch'Song-jun'un Tangshindul Cui ch'ion-guk (Senin Cennetin)'u (1976), Chaninhan toshi (Zalim Şehir)'si (1978) ve O jong-hui'nin Yunyon Cui ttul (Çocukluğun Bahçesi)'u (1981), tüm bunlar sanayisel gelişmenin bu işçilerin yaşayışlarını damgalayan insan yalnızlaşması ve yabancılaşması konusunu irdelemektedir. Pak Wan-so'nun Hwich'aonggorinun ohu (Sersemleten Öğle Sonrası)'sunda (1977) ve Ch'oe Il-lam'in T'aryong (Ezgi)'unda (1977) baştan başa besbelli olan toplumsal yergi bu dönem romanındaki önemli eğilimlerinin örneğidir.
Aynı zamanda, ulusal bölünmenin eleştirel bir incelemesini gündeme getiren "bölünme romanı" (pundansosol) olarak anılır olduğu bu dönemdeki roman ortaya çıkmıştır. Kim Won-il'in Noul (Gün Batımı)'u (1978), Chon Sang-guk'un Abeui kajok (Abe'nin Ailesi)'u (1980) ve Cho Jong-rae'nin T'aebaeksanmaek (T'aebaek Dağları)'i bu yeni roman türünün örnekleridir. Ayrıca dikkate değer olan, Pak Kyong-Ri'nin çağdaş Kore yazınının en önemli başarılarından biri olduğuna hüküm verilen T'oji (Ülke)'si gibi bir destansı romandır.
Şiir alanında, minjung (aşağı yukarı "ezilen insanlar" ya da "ezilen kitleler" diye çevrilen)'un yaşamları çevresinde yoğunlaşan çalışmalar, bu zamanın şiirsel eğilimlerini en açık biçimde belirtmektedir. Örneğin, hem Shin Kyong-rim'in Nongmu (Çiftçi'nin Dansı)'su (1973) hem de Ko Eun'un Munui maule kaso (Munui Köyü'ne Gitmek)'su (1974) apaçık şekilde minjung (insanlar)'un yaşamları için bu kaygıyı taşımaktadır. Özellikle Kim Chi-ha'nın T'anun mongmarum uro (Susuzluğa Doğru)'su (1982) sanayici sömürüye karşı kendini savunmasında minjung'un savaşçı ruhunun bir anlatımını yapmaktadır.
English
After the liberation from the Japanese in 1945, Korea became embroiled in the political maneuvers of the World Powers, and the division into South and North became unavoidable. This division in political thought also made a significant impact on the literary world, as the factionalism and struggles began to occur between Southern and Northern literatures. The Korean War (1950-1953) was a tragic interim which solidified Korea's division into South and North. Postwar Korean society's emergence from the wounds and chaos of that war had a considerable impact on the development of Korean literature.
For the most part, the postwar novel in South Korea deals with the struggles of the Korean people to achieve deliverance from their national pain and anguish. The writings of Kim Tong-ri and Hwang Sun-won are representatives of this new type of literature. Also included in this genre is An Su-kil, whose novel Pukkando (1959) portrays the pioneering fortitude and steadfast spiritual power of Koreans who migrate to Manchuria. In addition, many of the postwar generation writers took as their predominant theme the collapse of the traditional socio-moral value systems, as seen in Oh Sang-won's Moban (Revolt) (1957) and Son Ch'ang-sop's Injo in-gan (Artificial Man) (1958). Pak Kyong-ri's Pulshin shidae (The Age of Mistrust) (1957), Chong Kwang-yong's Kkoppittan Li (Captain Lee) (1962) and Yi Bom-son's Obalt'an (A Bullet Misfired), in particular, deal squarely with the chaos and moral collapse of postwar society. Yi Ho-ch'iol's Nasang (The Nude Portrait) (1957) and Ch'oe Sang-gyu's P'oint'du (Point) (1956) describe people living their lives in a veritable pit of bleak reality.
The search for a new poetic spirit and technique was also a significant feature of Korea's postwar poetry. Among the postwar trends was the Chont'ongp'a (traditionalists) movement, marked by a style rooted in traditional rhythms and folk sentiment. The centrality of individual sentiment and sensibility in the Chont'ongp'a, combined with the traditional rhythmic base, brought a broad, folkish sentiment into the realm of poetry. In addition to Pak Jae-sam, whose P'iri (Flute) and Ulum i t'anun kang (The Saddened River) was inspired by the world of traditional sentiment and folk feeling, Ku Ja-un, Yi Tong-ju and Chong Han-mo were also significant contributors to this movement. Another trend in postwar poetry was the Shilhomp'a (experientialists) who, while venturing to bring new experiences to poetic language and form, concentrated on changing the tradition. Kim Kyong-rin, Pak In-hwan, Kim Kyu-dong, Kim Ch'a-yong and Yi Pong-rae, as well as a coterie of writers called the Huban-gi (The Later Years), were central to this new postwar modernist movement. In particular, Pak Pong-u and Chon Pong-gon, brought critical recognition and a satirical approach to social conditions through poetry.
At the close of the 1950s, writers like Kim Sung-ok, Pak T'ae-sun, So Jong-in, Yi Ch'song-jun, Hong Song-won and Ch'oe In-hun made their literary debut. Ch'oe In-hun's Kwangjang (The Square), for example, gave expression to the agony, wanderings and frustrations of the intellectual using a unique novelistic structure. Kim Sung-ok, in his Seoul 1964, Kyoul (Seoul, 1964, Winter), wrote about the life of the petit bourgeois.
Shortly after the April 19th Revolution of 1960, poetic trends also changed. Poets like Shin Tong-yop and Kim Su-yong emphatically rejected the sentimental escapism of the postwar period and began to advocate the necessity to engage its readership with the political reality of the times. Kim Su-yong's Tallara Cui changnan (The Prank of the Moonland) (1959) and Shin Tong-yop's long poem Kumgang (The Kumgang river) (1967) for example, both express this new realistic sensibility by advocating the view that poetry become a significant means for political expression.
During the 1970s, Korean society found itself in the throes of rapid industrialization in which the gap between the rich and the poor, as well as regional disparities in industrial development, became markedly visible. As the political angst among the people increased, a new anti-establishment literary movement exploded onto the scene. The most important characteristic of the Korean novel during this period was its positive concern for various social problems which began to appear during the industrialization process. Yi Mun-gu's Kwanch'on sup'il (Kwanch'on Essays) (1977), for example, portrays the actual conditions of farmers who were neglected and became impoverished in the midst of the industrial development of the nation. The lifestyles of Seoul's "border citizens" (those living in the outskirts of the city) and the labor scene were also vividly portrayed in Hwang Sok-yong's Kaekchi (The Strange Land) (1970) and Samp'o kanun kil (The Road to Samp'o) and Cho Se-hui's Nanjang-iga ssoa ollin chagun kong (Small Ball Thrown by a Dwarf) (1978). Clearly, these novels opened up new possibilities for the "labor" novel as they gave new expression to the depravities and sufferings borne by the lives of the laborers in Korea during this period in history. Yi Ch'Song-jun's Tangshindul Cui ch'ion-guk (Your Heaven) (1976), Chaninhan toshi (The Cruel City) (1978) and O jong-hui's Yunyon Cui ttul (The Garden of Childhood) (1981), all examine the theme of human isolation and alienation which marked these laborers' experiences of industrial development. The social satire apparent throughout Pak Wan-so's Hwich'aonggorinun ohu (The Reeling Afternoon) (1977) and Ch'oe Il-lam's T'aryong (The Tune) (1977) are representative of important tendencies in the novel of this period.
There also emerged during this period what has been referred to as the "division novel" (pundansosol) which brought to the fore a critical examination of national division. Kim Won-il's Noul (Sunset) (1978), Chon Sang-guk's Abeui kajok (Abe's Family) (1980) and Cho Jong-rae's T'aebaeksanmaek (The T'aebaeksan Mountains) are representative of this new type of novel. Also noteworthy is the roman-fleuve, like Pak Kyong-ri's T'oji (The Land), judged to be one of the most important achievements of modern Korean literature.
In the realm of poetry, the works which centered around the experiences of the minjung (roughly translated "oppressed people" or "oppressed masses") most clearly defined the poetic trends of the times. Shin Kyong-rim's Nongmu (Farmer's Dance) (1973) and Ko Eun's Munui maule kaso (Going to Munui Village) (1974), for example, both clearly demonstrate this concern for the lives of the minjung (people). Kim Chi-ha's T'anun mongmarum uro (Towards a Thirst) (1982), in particular, gave expression to the fighting spirit of the minjung in its struggle against industrial exploitation.
Kaynak / Source