Ekonomide Güney Kore'yi Örnek Alalım
Türkiye ekonomide son üç yılda iyi bir performans gösterdi ve göstermeye devam ediyor. 2001 krizden sonra IMF´den aldığımız krediler ve IMF´ile devam ettiğimiz ilişkiler bazı kişiler negatif yorumluyor. Ama Güney Kore’ye bakarsak onlar 1997-1999 Asya krizinde IMF´den daha çok kredi almışlar! Simdi Kore'ye bakın, dünyanın 10. büyük ekonomisi ve en büyük dünya kuruluşları var (LG, Hyundai, Samsung). 1980´den önce Güney Kore Türkiye´den daha "fakirdi, bir Afrika ülkesiydi!
Size bir kaç info
"Düşman kardeşinin" tersine, Güney Kore, Uzakdoğu ülkeleri içinde ekonomisi en hızlı gelişen ülkelerden bir tanesi. 2003 yılında kaydedilen yüzde 3.1’lik artışın ardından, uzmanlar 2004 itibariyle en az yüzde 5.5’lik bir ekonomik büyüme artışı bekliyor. Hızlı ekonomik büyümenin bedeli olabilecek enflasyon artışıysa, hizmet ve satış vergilerinde yapılan kesintiyle engellenmiş durumda. Tüketici fiyatlarının sadece yüzde 3.3 artması, "mayanın tuttuğunu" gösteriyor. Uzakdoğu’nun Dört Kaplanı’ndan biri olan Güney Kore’nin kişi başına düsen GSMH oranı, Kuzey Kore’ninkinin tam 18 kati. Bu oranın, AB’nin "zayıf" üyelerinde de aynı olduğunu belirtelim. Bunda, hükümetin iş piyasalarını canlandıracak faaliyetlere hız vermesinin payı büyük. Hükümetle iş çevreleri arasındaki yakın temas ise, 1997-1999 yılları arasında yaşanan krizin aşılmasında iş çevrelerinin oynadığı rolle sağlamlaştı, denilebilir. Hatırlanacağı gibi, kriz Güney Kore gelişim modeline darbe vurmuş, ekonomi 1998’de yüzde 6.6’lik bir gerileme kaydederek, bağımsızlık sonrası en büyük düşüşünü yasamıştı. 1999’daysa, sözünü ettiğimiz iş birliği sayesinde yüzde 10.8’lik bir ilerleme kaydedilerek zarar telafi edil mis, 2000’de bu büyüme trendi devam ederek, yüzde 9.2’ye ulaşmıştı. Hükümetle is çevreleri arasındaki yakın temasın sonucu, ithalatı kısıtlayarak ihracata ağırlık verilmesi, yatırımcılara doğrudan kredi sağlanması ve istihdamın artırılması olarak özetlenebilir.
Yani demek istediğim şu, Türkiye gelecek yıllarda Kore gibi sıkı bir ekonomi politikası sürdürmeli, özelleştirme, liberalleşme, ekonomi reformlar, kayıt dışı ekonomiye karşı işbirliği, kalkınma projeleri...! Türkiye bunları gerçekleştirirse 15-20 yıl sonra bizde "DEVLER LİGİNE" gireriz! Belki o zaman BEKO, VESTEL gibi dev şirketler Samsung, Sony gibi dev şirketlerle aşırı derecede rekabetleşirler!
Türkiye ekonomide son üç yılda iyi bir performans gösterdi ve göstermeye devam ediyor. 2001 krizden sonra IMF´den aldığımız krediler ve IMF´ile devam ettiğimiz ilişkiler bazı kişiler negatif yorumluyor. Ama Güney Kore’ye bakarsak onlar 1997-1999 Asya krizinde IMF´den daha çok kredi almışlar! Simdi Kore'ye bakın, dünyanın 10. büyük ekonomisi ve en büyük dünya kuruluşları var (LG, Hyundai, Samsung). 1980´den önce Güney Kore Türkiye´den daha "fakirdi, bir Afrika ülkesiydi!
Size bir kaç info
"Düşman kardeşinin" tersine, Güney Kore, Uzakdoğu ülkeleri içinde ekonomisi en hızlı gelişen ülkelerden bir tanesi. 2003 yılında kaydedilen yüzde 3.1’lik artışın ardından, uzmanlar 2004 itibariyle en az yüzde 5.5’lik bir ekonomik büyüme artışı bekliyor. Hızlı ekonomik büyümenin bedeli olabilecek enflasyon artışıysa, hizmet ve satış vergilerinde yapılan kesintiyle engellenmiş durumda. Tüketici fiyatlarının sadece yüzde 3.3 artması, "mayanın tuttuğunu" gösteriyor. Uzakdoğu’nun Dört Kaplanı’ndan biri olan Güney Kore’nin kişi başına düsen GSMH oranı, Kuzey Kore’ninkinin tam 18 kati. Bu oranın, AB’nin "zayıf" üyelerinde de aynı olduğunu belirtelim. Bunda, hükümetin iş piyasalarını canlandıracak faaliyetlere hız vermesinin payı büyük. Hükümetle iş çevreleri arasındaki yakın temas ise, 1997-1999 yılları arasında yaşanan krizin aşılmasında iş çevrelerinin oynadığı rolle sağlamlaştı, denilebilir. Hatırlanacağı gibi, kriz Güney Kore gelişim modeline darbe vurmuş, ekonomi 1998’de yüzde 6.6’lik bir gerileme kaydederek, bağımsızlık sonrası en büyük düşüşünü yasamıştı. 1999’daysa, sözünü ettiğimiz iş birliği sayesinde yüzde 10.8’lik bir ilerleme kaydedilerek zarar telafi edil mis, 2000’de bu büyüme trendi devam ederek, yüzde 9.2’ye ulaşmıştı. Hükümetle is çevreleri arasındaki yakın temasın sonucu, ithalatı kısıtlayarak ihracata ağırlık verilmesi, yatırımcılara doğrudan kredi sağlanması ve istihdamın artırılması olarak özetlenebilir.
Yani demek istediğim şu, Türkiye gelecek yıllarda Kore gibi sıkı bir ekonomi politikası sürdürmeli, özelleştirme, liberalleşme, ekonomi reformlar, kayıt dışı ekonomiye karşı işbirliği, kalkınma projeleri...! Türkiye bunları gerçekleştirirse 15-20 yıl sonra bizde "DEVLER LİGİNE" gireriz! Belki o zaman BEKO, VESTEL gibi dev şirketler Samsung, Sony gibi dev şirketlerle aşırı derecede rekabetleşirler!