Yorumları: 2,397
Konuları: 87
Kayıt Tarihi: 18-10-2008
Teşekkür Puanı:
482
17-08-2010, Saat: 18:27
(Son Düzenleme: 18-03-2016, Saat: 13:23, Düzenleyen: kıday baksı.)
Crowns of Silla
Silla taçları, Orta Çağ' da tahminen beşinci ve altıncı yüzyılları arasında yapıldı
Dünya' daki on saf altın taçtan sekizi Kore Yarımadası' ndadır. Bunlardan, altısı Silla'dan diğer ikisi komşu Gaya Konfederasyonu' ndan gelmektedir. Bu taçlar Silla' nın eski başkenti olan Gyeonju' da kazıda bulunmuş ve "Kore Ulusal Hazineleri" olarak belirlenmiştir.
Silla taçları çok narindir ve bir kilogramdan fazla ağırlıktadır. Silla Kralları altın taçları sürekli olarak kullanmadılar. Sadece geleneksel ve törensel (resmi) durumlar için kullandılar. Bazı akademisyenler taçların neredeyse mezar eşyaları gibi hiç yıpranmadığına inanmaktalar.
Tanıtım
Silla taçları Güney Kore, Silla ve Birleşik Silla başkenti Gyeonju tümülüslerinden (Kral ve Kraliyet soyu için inşa edilen mezar odası, anıt mezarlar) çıkarılan en gösterişli hazinelerdir. Silla tümülüsleri Baekje ve Goguryeo' dakilerin aksine erişilmez bir durumdaydı çünkü mezarlar koridor içermiyordu. Bunun yerine derin kazılmış çukurlar ve ahşap ile kaplı yerde hazineler ve tabut ile birlikte yerleştiriliydi. Bu mezar çukuru toprak ile kaplıydı ve kil ile mühürlüydü, yüzey büyük nehir kayalarıyla kapalıydı daha sonra büyük bir kir tabakası ile kaplandı. Ağır kayalarda mezarı zorlayarak derine itti böylece daha da ulaşılmaz hale geldi. Silla mezar mekanizması öyle yapıldı ki, mezar soyguncuları ve yabancı işgalciler asla değerli hazineyi çalamadılar. Taçlar en saf altındandı ve krallara ayrılmıştı. Ancak taçların yaldızlı-bronz ve altın kaplama bronzdan olanları keşfedilmişti, bunlar prensler ve küçük krallar içindi. Bazı iyi taçlar 5.yüzyıldaki Gold Crown Tomb ve 6.yüzyıldaki Gold Bell Tomb ve Heavenly Horse Tomb, kazılarından çıkarılmıştır. M.S. 528 yılında Silla Kralları' nın Budizm'i kabulüyle mezarlara altın eşyaları gömme bir düşüşe geçmiş ve 6.yüzyılın sonunda bu uygulama tamamen durdurulmuştur.
Tacın Sembollleri
Taçların dış kısmının tasarımı Scytho-Sibiryalılarla ve Avrasya bozkırlarının insanlarıyla iletişim halinde olunduğunu akıllara getiriyor. Bu taçlar benzeri olmayan bir Kore ürünüdür ve az da olsa Çin etkileri görülmektedir. Özellikle Silla Tacı Baekje , Gaya ve Goguryeo Krallıkları' nın taçlarından farklıdır. Tacın üç motifinin Sibirya samanizminde önemli bir inanç olan "Dünya Ağacı" fikrini temsil ettiğine inanılır. Ancak, bazıları zıpkına benzeyen çıkıntıların dağları hatta kuşları simgelediğine inanir. Ayrıca boynuza benzeyen sivri uçlar Kore samanizmiyle ve ren geyiklerinin önemiyle güçlü bir bağlantı olduğunu gösterir. Afganistan’ daki bir taç Scytho-Sibirya bağlantısına kanıt olacak biçimde diğer Kore taçlarıyla benzerlik taşımaktadır. Dahası, gelişmiş metal işlemeleri gösteriyor ki Silla altın ustaları altın işlemeciliğiyle ilgili ileri düzeyde bir bilgiye sahipler. Bazıları bu gelişmiş altın işlemeciliği tekniklerinin granülasyon ve filigran gibi Yunan ve Etruryalılar’ dan geldiğini iddia eder ve bunun sebebini de Silla tümülüsünün Akdeniz’ den gelen boncuk ve cam eşyalar içermesini gösterirler.
Altın taçların zarif doğası altın levhalarının ince bir şekilde kesilmesinden kaynaklanır. Tacın giymek için kullanışsız olması bazılarının bu tacın sadece cenaze törenleri için yapıldığına inanmasına neden olmuştur. Gogok’ un kullanımı ve virgül şeklindeki kavisli mücevherler de Sibirya etkisinin ve ayı inancının bir göstergesidir. Ayrıca eski çağlardaki Japonya ile de bir bağlantı söz konusudur çünkü Gogok yaygın olarak sosyal durumu iyi olan yönetici kesim tarafından kulanılırdı. Yeşim taşından ve camdan yapılan virgül şeklindeki bu kavisli mücevherler meyveleri ve ağaçların cömertliğini sembolize etmektedir. Taçtan sarkan çok sayıdakı ince altın aynanın kullanımı bazı hipotezlere yol açmıştır ve bu da taçtaki güneş ışığının göz alıcı manzarasının, dünyadaki güneşin sembolik temsili olarak Silla Krallıgı’ ndaki geleneksel rolüdür.
Taç iki ana bölümden meydana gelmektedir. İç kısım ipek içeren altın bir başlıktır. Başlık tacın iç kısmında şerite oturtulmuştur. Tacın altın zincirlerle ve yeşim taşıyla dış şerite eklenmiş üçüncü bir bölümü de vardir. Ancak, tacın nasıl takılması gerektiği konusunda önemli bir tartışma vardır. Bazıları bu üç asıl bölümün taç içinde birlikte giyilmesi gerektiğine inanır. Fakat, gerçekte tacın üç bölümü Heavenly Horse Tomb'da mezarlarda üç farklı alanda bulunmuştur ve gerçekte bu üç obje taçların üç farklı türüdür.
Çeviri: kübüs, bigbang27
Kaynak
Yorumları: 2,397
Konuları: 87
Kayıt Tarihi: 18-10-2008
Teşekkür Puanı:
482
17-08-2010, Saat: 18:28
(Son Düzenleme: 18-03-2016, Saat: 13:24, Düzenleyen: kıday baksı.)
ENGLISH
Crowns of Silla
The crowns of Silla were made in the Korean kingdom of Silla approximately in the fifth and sixth centuries of the Common Era.
Of the ten fully golden crowns in the world, eight are from the Korean Peninsula. Out of these, six are from Silla, and two are from the neighboring Gaya confederacy. These crowns were excavated in Gyeongju, the former capital of Silla, and are designated National treasures of South Korea.
The Silla crowns are very fragile and weigh more than one kilogram. The Silla kings probably did not wear the golden crowns like hats. They were probably used only for formal and ceremonial occasions. Some scholars believe that the crowns were never worn at all but made specifically as burial goods.
Introduction
The Silla crowns are some of the most spectacular treasures uncovered in the tumuli of Gyeongju, South Korea, the capital of Silla and Unified Silla. Silla tumuli, unlike their Baekje and Goguryeo counterparts were made inaccessible because the tombs did not include passageways and corridors. Instead, deep pits were dug and lined with wood and this is where the treasures and coffin were placed. These burial pit were covered in dirt and sealed with clay and then the surface was covered with massive river boulders which was then covered with a massive mound of dirt. The heavy boulders also served to push the tombs deeper into the ground, thus making them even more inaccessible. The Silla burial mechanism made it so that grave robbers and foreign invaders could never steal their precious contents. The best of the crowns are made of pure gold and were probably reserved for kings. However, other crowns have been discovered made from gilt-bronze or gold-plated bronze, probably for princes or lesser kings. Some of the finest crowns have been excavated from the 5th century Gold Crown Tomb, and the 6th century Gold Bell Tomb and Heavenly Horse Tomb.[2] The adoption of Buddhism by the Silla kings in 528 A.D. led to the eventual decline of the practice of burying gold artifacts in tombs and by the end of the sixth century the practice had stopped.
Symbolism of the crown
The styling of the outer part of the crowns suggests a Korean connection with the Scytho-Siberians (Saka) and the people of the Eurasian steppe. The crowns are a uniquely Korean product and show little Chinese influence. The Silla crown is also notably distinct from the crown of Baekje, the crown of Gaya, and the crown of Goguryeo kingdoms. The tree motif of the crown is commonly believed to represent the idea of the world tree which was an important tenet of Siberian shamanism. However, some believe that the trident-like protrusions symbolize mountains or even birds. Additionally, the antler-like prongs also indicate a strong connection to Korean Shamanism or the importance of the reindeer. A crown in Afghanistan (see image) bears a strong resemblance to the other Korean crowns which is also evidence of a Scytho-Siberian connection. Additionally, the sophisticated metalworking of the crowns show that Silla gold smiths held an advanced knowledge of working with gold. Some have even theorized that these advanced goldworking techniques, such as granulation and filigree, came from the Greek or the Etruscan people, especially because Silla tumuli also contain beads and glassware which came from as far away as the Mediterranean Sea.
The delicate nature of the gold crowns comes from the fact they were made from cutting thin sheet gold. The crown is impractical to wear and some believe that the crown may have been made specifically as a burial good. The use of gogok, or comma-shaped curved jewels also point to a Siberian influence and the importance of the bear cult. There may also be a connection with ancient Japan because the gogok were used extensively by the ruling elite of that society as well. These comma-shaped jewels of jade and glass may have symbolized the fruits and the bounty of trees. The use of many tiny gold mirrors dangling from the crown has led some to hypothesize that the crown, worn in sunlight, would be a dazzling spectacle reinforcing the tradition role of the Silla king as the symbolic representation of the sun on earth.
The crowns come in two major parts. The inner part is a golden cap, which may have been covered in silk. This cap would sit within the band of the outer crown. There is a third part of the crown, namely the chains of gold with attached jade that may have been attached to the outer band. However, there is significant controversy over how the crown was supposed to be worn. Some believe that the three total parts were supposed to be worn together in one crown. However, the fact that the three parts of the crown have been found in three distinct areas of certain tombs, such as the Heavenly Horse Tomb suggests that the three objects are, in fact, three different types of crowns for different occasions.
Source
Yorumları: 2,397
Konuları: 87
Kayıt Tarihi: 18-10-2008
Teşekkür Puanı:
482
17-08-2010, Saat: 18:29
(Son Düzenleme: 16-12-2015, Saat: 5:47, Düzenleyen: kübüş.)
Yorumları: 2,397
Konuları: 87
Kayıt Tarihi: 18-10-2008
Teşekkür Puanı:
482
17-08-2010, Saat: 18:31
(Son Düzenleme: 16-12-2015, Saat: 5:33, Düzenleyen: kübüş.)
Yorumları: 2,397
Konuları: 87
Kayıt Tarihi: 18-10-2008
Teşekkür Puanı:
482
17-08-2010, Saat: 18:32
(Son Düzenleme: 16-12-2015, Saat: 5:39, Düzenleyen: kübüş.)
Yorumları: 2,397
Konuları: 87
Kayıt Tarihi: 18-10-2008
Teşekkür Puanı:
482
17-08-2010, Saat: 18:33
(Son Düzenleme: 16-12-2015, Saat: 5:39, Düzenleyen: kübüş.)
Yorumları: 2,397
Konuları: 87
Kayıt Tarihi: 18-10-2008
Teşekkür Puanı:
482
17-08-2010, Saat: 18:34
(Son Düzenleme: 16-12-2015, Saat: 5:40, Düzenleyen: kübüş.)
Yorumları: 2,397
Konuları: 87
Kayıt Tarihi: 18-10-2008
Teşekkür Puanı:
482
17-08-2010, Saat: 18:35
(Son Düzenleme: 16-12-2015, Saat: 5:46, Düzenleyen: kübüş.)
Yorumları: 2,397
Konuları: 87
Kayıt Tarihi: 18-10-2008
Teşekkür Puanı:
482
17-08-2010, Saat: 18:36
(Son Düzenleme: 16-12-2015, Saat: 5:43, Düzenleyen: kübüş.)
Yorumları: 2,397
Konuları: 87
Kayıt Tarihi: 18-10-2008
Teşekkür Puanı:
482
17-08-2010, Saat: 18:37
(Son Düzenleme: 16-12-2015, Saat: 5:45, Düzenleyen: kübüş.)
|